Mehmet Ali Özkan

Devlet Hastaneleri’nde yeni dönem ve beklentiler

Yeni yöneticiler, tıbbi cihaz sektöründe adaletsiz ve tek taraflı uygulamaları ortadan kaldıracaklar mı?

Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu yasasının yürürlüğe girmesiyle birlikte hastanelerde yeni dönem başlamış oldu. Genel sekreterlerin atanmasıyla birlikte yeni döneme start verildi.

Kamu Hastaneleri Kurumu’nun başında sağlıkta dönüşüm projesinin mimarlarından birisi olan Dr. Hasan Çağıl bulunmakta. Hasan Bey’i TÜMDEF başkanlığı yaptığım dönemlerdeki ortak çalışmalarımızdan ve SGK sağlık işleri genel müdürlüğü yaptığı dönemlerden tanırım. SGK’da kısa sürede görevde bulunduğu süre içinde kurumda güzel işlere imza attığını yakinen biliyorum. Dr. Hasan Çağıl gibi deneyimli birisinin bu önemli kurumun başında olmasının hastanelerin geleceği bakımından bir şans olduğunu düşünenlerdenim. Kendisine ve ekibine başarılar diliyorum. Devletin kamu hastanelerini bir çatı altında toplamasının mutlaka birçok sebebi vardır. Bizce bilinen en önemli sebebinin hastanelerin profesyonel bir anlayışla yönetilmesini sağlamak, kalite standartlarını yükselterek halka daha iyi kalitede sağlık hizmeti sunarken, kamu hastanelerinin de özel hastaneler gibi sağlık turizminden pay almasını sağlamak.

Türkiye bulunduğu konum itibariyle, büyüyen ekonomisiyle, bölgesinde lider ülke olmasıyla, ülkeye gelen yabancılara gösterdiği misafirperverlik anlayışıyla, ülkedeki huzur ve güven ortamıyla, son yıllardaki kamu ve özel hastane yatırımları ile sağlık turizminden büyük pay almayı hak eden bir ülke. Bu durum doğal olarak kamu hastaneleri kurumundan beklentileri arttırmış durumda. Yöneticilerin iş akitleri devletin bu yöneticilerden beklentilerinin ne kadar yüksek olduğunun ayrıca bir göstergesi sayılabilir. Tıbbi cihaz sektörü de kamu hastaneleri kurumunun yönetiminden ve hastanelerin yönetimlerinden sorumlu genel sekreterlerin sergileyecekleri yönetim anlayışlarını merak etmekte. Yeni yöneticiler, tıbbi cihaz sektöründe adaletsiz ve tek taraflı uygulamaları ortadan kaldıracaklar mı? Profesyonel düşünüp, işletmeler için tedarik zincirinin önemini anlayan davranış içinde olacaklar mı? Yoksa halen devam etmekte olan tek taraflı devletçi bir mantıkla haksız bazı uygulamaları sürdürmeye devam mı edecekler?

Tıbbi cihaz sektörü yeni yöneticilerin yönetim anlayışlarını ve tıbbi cihaz tedarik zincirine olan bakışlarını merak ediyor. Haksız uygulamalardan örnekler vermek gerekirse. Tamamen plansızlıktan ve ihtiyaç belirleme sistemsizliğinin sonucu olarak ihalesi yapılan sarf malzemelerin iki, üç yılda tüketilmeyip tıbbi cihaz firmalarından üç yıl sonra kullanım süresi doldu denilerek yenileriyle değiştirilme taleplerinin olması ve bu kurumların tedarikçilere taahhütname imzalatmaları sektörde büyük sorun yaratmakta. Bu kurumların üç yılda tüketemeyecekleri tıbbi malzemeleri neden aldıklarını anlamış değilim. Bu malzemeleri üç yıl sonra değiştirme taahhütnamesini veren firmaları da hiç anlamış değilim. Bu uygulama başarısız yöneticilerin ve satın almacıların becerisizliklerini sektöre fatura eden başarısız bir yönetim şekli. Kullanım süresi geçmiş tıbbi malzemelerin imha edilmesi de kolay olan bir durum değildir. Çevre sağlığı bakımından büyük sakıncası vardır. Bazen üretmek imha etmekten daha kolay ve ucuz olabiliyor.

Sağlık konusunda duyarlı olması gereken bu yöneticilerin bu malzemelerin imha edilmesindeki sıkıntıları görmemezlikten gelmeleri de başka bir konu. Dilerim yeni yöneticiler ihtiyaçlarını doğru tespit ederler ve gereksiz ihaleler yapmazlar. İhtiyaç planlamalarını doğru yaparak şimdi olduğu gibi kendi hatalarını tedarikçilere fatura eden yöneticiler olmazlar. Benzer yöneticilerin diğer bir haksız uygulaması da kurumlarla tedarikçiler arasında yapmış oldukları ihale sözleşmelerini kurumların fes etme talepleri. Firmalar sözleşme gereği mal tesliminde en ufak bir gecikmeyle karşılaşmamak için yurt dışına, üreticilere mal siparişlerini veriyorlar, alım taahhüdünde bulunuyorlar, akreditif açıyorlar, peşin ödemeler yapıyorlar, gerektiğinde banka kredisi kullanarak yüklü maliyetleri üstlenerek malzeme stokluyorlar. Kurumlar ilk önce mal eksilterek firmaları sıkıntıya sokarken bir bakıyorsunuz aynı kurumdan bir telefon veya bir yazı geliyor sözleşmeyi karşılıklı olarak fes edelim diyorlar. Firmalar kıyasıya yapmış oldukları rekabetten dolayı küçük kar marjları ile aldıkları bu ihalelerden bu şekildeki keyfi ve yanlı uygulamalardan dolayı zarara sürükleniyorlar. Birçok kurum sektörde büyük sıkıntılar yaratan haksız, tek taraflı buna benzer birçok haksız uygulamaları yapmaya devam ediyor. İleriki yazılarımda bunları yazmaya devam edeceğim. Dilerim yeni yöneticiler sektörü sıkıntıya sokan bu haksız uygulamalara son verirler. Yeni yöneticiler kurumları için tedarik zincirinin önemini anlayarak objektif bir yönetim gösterirler. Tıbbi cihaz sektörü yeni yöneticilerden mevcut haksızları ortadan kaldıracak adaletli ve objektif yönetim göstermelerini bekliyor.

Mehmet Ali ÖZKAN

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu