Mehmet Ali Özkan

Sektör Kan Ağlıyor?

1 Ekim 2014 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği (SUT), sağlık sisteminin tüm paydaşlarını mağdur etmeye devam ediyor.
En büyük zararı da paydaşlardan biri olan tıbbi cihaz sektörü çekiyor. Geçen ay yine bu köşede “Amaç ne?” başlığı ile yazmış olduğum yazıda belirtmiş olduğum gibi, Sağlık Uygulama Tebliği Yönetmeliğinin yayımlanması ile birlikte sorunların medyaya yansıması sonucu birçok yazılı ve görsel basın konuya duyarlılık gösterdi, sorunları dile getirdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik de sorunun yaklaşık yirmi beş üründen kaynaklı olduğunu söyleyerek medyada yer alan ve yapılamayan bazı ameliyatları ilgilendiren malzemeler için SUT’da düzeltme yoluna gidileceğini belirtti. Sektörel sivil toplum kuruluşları ve Türkiye Kamu Hastaneleri Birliği’nin SGK nezdinde yapılan görüşmeler üzerine hastane stoklarında bekleyen ürünlerin tüketilmesi için 1 Ekim’de yayımlanan SUT’un uygulama tarihinin 2015 yılına ertelendiği şeklinde bilgiler geldi. Bu konuda uygulamanın nasıl seyir göstereceğini hep birlikte takip edeceğiz.

Firmaların stokları ne olacak?

Hastane stokları tabii ki önemli. Peki, firmaların stokları ne olacak? Sözleşmelere bağlı olarak firmaların gümrüklerde bekleyen malları ne olacak? SGK bunları neden dikkate almaz? Bu ürünler için ödenen bedeller milli servet değil mi? Bu tutarsız ve kararsız uygulamalar şunu göstermektedir: 20.05.2006 tarihinde kurulmuş olan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (SGK), kuruluşundan bu güne kadar geçen sekiz yılda doğru, objektif bir tıbbi cihaz geri ödeme sistemi, fiyatlandırma sistemi geliştirememiştir. Üzerinde uzun süre çalışıldığının belirtilmesi, sektör sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinin alındığının söylenmesine rağmen her yayımlanan SUT sorunlarla birlikte yayımlanıyor. Bunun bir türlü önüne geçilemiyor. Sağlık gibi bir konuya sadece bütçesel çerçeveden bakarak veya sağlık sektörünün tüm paydaşlarında azda olsa bazı yanlışların üzerine kurgu yapılarak geliştirilmeye çalışılan sistemler doğal olarak yanlış olacaktır. Yanlışın referans alınması ile yapılan uygulamalardan doğruluk beklenemez. Bu konuda sektörün ortak görüşü, SGK tarafından hiçbir tıbbi cihazda pozitif liste uygulaması ve fiyat belirlemesi yapılmadan tıbbi cihaz alımlarının objektif, tarafsız teknik şartnamelerle ihalelerin açılması ile sağlanacak rekabetçi şartlarda reel fiyatlarla alımların yapılması. SGK sadece çok özel ve üreticisi az olup ihalelerde gerekli rekabeti sağlayamayacak tıbbi cihazlar için firmalarla sözleşme yapma yolunu tercih etmelidir. En iyi fiyat serbest Pazar ekonomisiyle sağlanabilir.

Objektif fiyat çalışması

1 Ekim’de yayımlanan SUT listesinde bazı tıbbi cihazların fiyatları arttırılmıştır. Listelerde genelde çok yüksek fiyat düşmeleri varken, bazı tıbbi cihazların fiyatlarının artmasının sebeplerini sektör merak ediyor. Bu soru sektörde ortaklaşa dile getirilmekte. Belki de bazı cihazların fiyatlarının arttırılmasına sebep, o cihazlar için reel objektif fiyat çalışmalarının yapılmış olmasıdır. Eğer durum böyleyse bu takdir edilecek bir uygulamadır. Sektör SUT’da fabrika fiyatlarının dahi altında belirlenmiş olan tıbbi cihazlar için de aynı hassasiyeti ve objektifliği bekliyor.

TÜDER ilanının amacı neydi?

Geçen Ekim ayının son haftasında gazetenin birine Tıbbi Cihaz Üreticileri Derneği (TÜDER) yönetimi tarafından bir ilan verildi. İlanda 1 Ekim 2014 tarihinde yayımlanan SUT fiyatlarının reel olduğu, yerli tıbbi cihaz üreticilerinin yayımlanan fiyatlardan memnun olduğu, yerli üreticiler olarak hiçbir hastayı mağdur etmeden, her branşta teşhis ve tedavilerin aksatılmadan sürdürülmesi konusunda dernek üyesi firmaların hazırlıklı oldukları dile getiriliyordu. Yerli tıbbi cihaz üretiminin artması ve yerli üretimin önündeki engellerin kaldırılması, yerli üretime saygı duyulması ve daha çok teşvik verilmesi konusunda konuşan, çene patlatan, yazılar yazan birisi olarak bu ilanın gerçek amacının ne olduğunu anlayamadım. Mevcut durumda yerli üretim kapasitemizin yaklaşık % 15’lik bir oranda ve üretilen tıbbi cihazların katma değerleri düşük gurupta seyrettiği, yerli üretimin henüz inovatif ürünleri kapsamadığı konusunda taraflı tarafsız herkes hem fikirken ve resmi veriler ortadayken bu ilanın gerçek amacı nasıl anlaşılabilir? Yerli üretim kapasitemiz belirtilenlerden çok farklı ve yerli üretim ülkemizdeki sağlığın tüm ihtiyacına tam cevap veriyor, aynı zamanda ihracat yapıyorsak ve ben halen ilanda verilen mesajı anlayamamışsam cahilliğime verin lütfen. Bana göre insan sağlığı hiçbir şekilde manipüle edilemeyecek kadar önemli ve sektörün yaşadığı sorunlar da çarpıtılmayacak kadar büyüktür.

Sağlık politikası

Sağlık Bakanlığı’nın sağlık politikasını sektörde olan herkes bilir. Kamu Özel Ortaklığı sistemiyle yapılmakta olan ve planlaması yapılan birçok yüksek yatak kapasitelerine sahip şehir hastaneleriyle sağlıkta fiziki standartların yükseltilmesi, yatak kapasitesinin arttırılması ve buna bağlı olarak sağlık hizmet kalitesinin yükseltilmesi hedeflenmektedir. Buna bağlı olarak aynı zamanda Türkiye’yi sağlık üssü yapma planları bulunmaktadır. Kısaca Sağlık Bakanlığı Türkiye’nin sağlık turizminden gereken payı almasını istemektedir. Bu planlamayı ve hedefi alkışlamamak ve takdir etmemek mümkün mü?

“Sorunlar üretici içinde ithalatçı içinde ortaktır”

Bakanlık bu çalışmaları başlatmışken ve devasal projeler yürürken sağlığın teşhis ve tedavisinde çok önemli yeri olan tıbbi cihazlar sektöründe sorunların yaşanması hedeflenen sağlık politikası için önemli sorun olarak görülmeli. Bakanlığın bu hedefine % 15’lik bir yerli üretimle ve katma değeri düşük bir ürün çeşidiyle cevap verilemeyeceğinin üreticiler derneğinin değerli yönetiminin bilmesi gerekir. Yerli üretim önemlidir. Mevcut şartlarda ithalatçıların da büyük sorumluluk aldıkları ve insan sağlığı için kutsal iş yaptıkları unutulmamalıdır. Sorunlar üretici içinde ithalatçı içinde ortaktır.

“Herkes taşın altına elini koymalıdır”

Tıbbi cihaz sektöründe o kadar sorun var ki. Var olan sorunları burada dile getirmeye sayfalar yetmez. Başta SGK olmak üzere muhatap kamu kurumları ve sektör, Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye’nin sağlık üssü vizyonuna uygun, objektif duruş sergilemesi sağlık sistemini ve ülkemizi başarıya taşıyacaktır. Taraflı ve realiteden uzak bakışlar, sen ben tartışmaları sağlık sisteminin kalitesini aşağıya çekmektedir. Herkes taşın altına elini koymalıdır. Sorunların çözümüne objektif bakış ve reel çözümler üretmelidir. Mevcut haliyle tıbbi cihaz sektörü taşın altına kolunu değil, bedenini koymuştur. SUT başta olmak üzere sektör sorunlarında acil iyileştirici düzeltmeler yapılmazsa sektör bu ağırlığın altında ezilmeye bırakılacaktır.

Mehmet Ali ÖZKAN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu