Röportaj

Pek çok ödülün sahibi olan GSK Türkiye’nin sırrı ne?

GSK Türkiye hakkında ekranıma önce bu haber ulaştı. “GSK Türkiye; 5 kıtada, 50 ülkede faaliyet gösteren Great Place To Work Enstitüsü tarafından 81 şirketin değerlendirildiği araştırma sonucunda, ‘Türkiye’nin En İyi İşverenleri’ listesinde birinci oldu.” Sonra; “GSK Türkiye, dünyanın en prestijli organizasyonlarından Uluslararası Stevie İş Ödülleri’nde, “Kendin için 1 Ara’lık” ve “Bi’Şeyim mi Var Benim” sosyal sorumluluk projeleriyle 3’ü Altın 3’ü Gümüş olmak üzere toplam 6 ödüle layık bulundu…” haberini de görünce “Artık bu firmayla görüşmenin vakti gelmiştir” dedim. Bu ödüllerin arkasında yatan organizasyonu merak ettim ve sorularımı GSK Türkiye Ticari Kanal & İş Geliştirme ve İş Mükemmeliyeti Direktörü Ömer Faruk Arslan’a ilettim.

 

 

Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?

 

İTÜ Kimya Mühendisliği bölümünden mezun oldum ve sonrasında İstanbul Üniversitesi’nden MBA derecemi aldım. Çalışma hayatına 1987 yılında Roche’ta başladım. Satış ve pazarlama bölümlerinde farklı görevlerde bulunduktan sonra 2001 yılında Grup Ürün Müdürlüğü görevinden Lundbeck’te satış müdürlüğü görevine transfer oldum. 2008 yılında Lundbeck’te en son Pazarlama ve Ticari Operasyonlar Direktörlüğü görevinden ayrılıp GSK Türkiye’de İş Birimi Direktörü olarak göreve başladım. Burada belirli dönemlerde farklı iş birimlerinin sorumluluklarını yürüttüm ve geçtiğimiz yıldan bu yana GSK Türkiye Ticari Kanal & İş Geliştirme ve İş Mükemmeliyeti Direktörü olarak çalışıyorum.

 

“Türkiye Ticari Kanal, İş Geliştirme ve İş Mükemmelliği Direktörü” çok uzun, bir o kadar da kulağa hoş gelen bir unvan. Sizden görevinizin açılımını öğrenebilir miyiz?

 

GSK Türkiye bünyesindeki ticari kanal yani eczane ve depo satış ekipleri, satış gücü yetkinliği, satış ekibi eğitimleri, iş geliştirme, dijital mükemmellik ve pazarlama mükemmelliği departmanlarından sorumluyum. Bu hem operasyonel mükemmelliği hem de stratejik mükemmelliği kapsayan bir görev tanımı. Gerek global uygulamaların adaptasyonu gerek Türkiye’ye özel çözümlerin geliştirilmesi konusunda inovatif bir yaklaşımla çalışıyoruz. Hayatı sağlık ve iyilikle buluşturma odağıyla şirket kültürüne uygun şekilde topluma en yüksek faydayı sağlayacak aksiyonların belirlenmesi ve hayata geçirilmesini sağlıyoruz.

 

GSK Türkiye’nin organizasyon yapısından biraz bahseder misiniz?

 

GSK Türkiye, 1000’e yakın çalışanıyla 58 yıldan bu yana Türkiye’de faaliyet gösteriyor. İlaç, aşı ve tüketici sağlığı alanında yenilikçi ilaç portföyümüzle hizmet sunuyoruz. Türkiye, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan oluşan MENA-CIS/Rusya isimli bölgemiz, Türkiye’den yönetilmektedir. GSK bünyesi altındaki 36 ülkenin yönetim üssü İstanbul ofisimizde yer alıyor. Yine İstanbul’da Yeni Tedarik Zinciri Üssü’nün kurulması ile birlikte, 750 milyon kutu ürünün talep tahmini ve tedarik planlama ile tedarik zinciri yönetimi ülkemizden yapılıyor.

 

Sağlık alanında ülkemizde önemli bir yeri olan firmanızın globalde Türkiye değerlendirmesi nasıl?

GSK son üç yıl içinde hem ilaç hem de Tüketici Sağlığı Orta Doğu ve Afrika yönetim ofislerini Türkiye’ye taşıdı. 30’un üzerinde ülke İstanbul’dan yönetiliyor. İstanbul sadece yönetim üssü değil, aynı zamanda bölgenin tedarik zinciri merkezi olarak da konumlandırılmış durumda. Bağlı olduğumuz ülkelere sevk edilen yıllık 750 milyon adet ilaç kutusu İstanbul’dan yönetiliyor.  Diğer taraftan, GSK global satışlarının yüzde 6’lık bölümü Türkiye’nin bağlı olduğu bölgeden geliyor. Türkiye bölge içindeki en hızlı büyümeyi ve katkıyı sağlayan ülke konumunda. Tüm bunlar GSK’nın Türkiye’nin geleceğine güvendiğini ortaya koyuyor.

 

“Smart Ofis” düzenlemesinden biraz bahseder misiniz? Bu uygulamadaki amacınız neydi?

 

“Smart Ofis” konseptiyle yenilenen ofisimiz, yeni iş yapış dinamiklerine liderlik eden, çalışan odaklı, daha sosyal ve teknolojik bir ofis oldu. Amacımız ortak amaç duygusuyla hareket etmemizi sağlayan “GSK Benim” kültürümüze paralel olarak GSK çalışanlarına samimi ve eşit şartlarda çalışma ortamı yaratmaktı. Ağırlıklı olarak Y kuşağı çalışanlarımızın bulunduğu ofisimizde ekip arkadaşlarımızın beklentilerine uygun olarak, esnek çalışma koşullarını karşılayan açık ofis düzenine geçtik. Üst düzey yönetim dahil olmak üzere tüm çalışanlarımız her gün farklı alanlarda oturabiliyor. Tüm bölüm ve ekiplerin birbirleriyle etkileşim içinde olmasına ve daha açık bir iletişime olanak sağlayan yeni oturma düzeninde tüm çalışanlarımız, tercih ettikleri oturma alanlarında, istedikleri ekiplerle yakın olarak çalışabiliyor.

“Smart Ofis”in bir diğer önemli özelliği ise çalışanlara ve sağlık profesyonellerine yönelik toplantı ve seminerleri online olarak düzenleme fırsatı tanıyan özel “webinar” odamızın olması. Bu webinar odası bir canlı yayın stüdyosu olarak hazırlandı. Sektörde bir ilk olduğunu söyleyebiliriz.  Artık bütün canlı yayınlarımızı bu stüdyodan gerçekleştirebilecek teknik altyapıya ve teknolojiye sahibiz. Böylece tüm sağlık profesyonellerine yönelik daha fazla uzmandan daha sık bilimsel içerik paylaşma imkanı kazandık.

 

Bu uygulamadan sonra ne gibi değişiklikler yaşandı?

 

“Smart Ofis” ile birlikte GSK Türkiye İlaç ve GSK Tüketici Sağlığı Türkiye ekipleri tek bir merkezde yerleşik hale geldi. Orta Doğu, Kuzey Afrika, Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu (MENA/CIS) bölgesel merkezinin İstanbul ofisinde olmasıyla uluslararası çok sayıda çalışana sahip tüm ekiplerin profesyonel ve kültürel olarak etkileşimde olması sağlandı. Halihazırda benimsediğimiz birlikte yaratma kültürünü de pekiştirdi.

 

Şirketler artık çalışanlarına daha çok önem veriyorlar. Bunu için yeni birimler, anketler vb. çalışmalar düzenliyorlar. Great Place To Work Enstitüsü’nün 2017 listesinde birinci sırada yer alan bir firma olarak, sizlerin neler yaptığından biraz bahseder misiniz?

 

Gerek GPTW anket sonuçları gerekse de kendi içimizde yaptığımız memnuniyet anketlerinden çıkan ortak şey tüm çalışanlarımızın yaptıkları işle topluma değer kattığını hissetmesi. Bu hayatı sağlık ve iyilikle buluşturma vizyonumuzun tüm şirket tarafından benimsendiğinin önemli bir göstergesi. Aynı zamanda son üç yılda çalışanlarımızı dinlemek için oluşturduğumuz birçok farklı platformun da başarısını bu araştırma ile ölçmüş olduk. Çalışanlarımızın yüzde 91’i yönetimin tüm uygulamalarda dürüst ve etik davrandığını belirtirken yönetim üyelerinin katılımcı, dinleyen, samimi ve iletişime açık olduklarını dile getirdi. Bunu duymak bizim için çok gurur verici. Başarının tanımının Great Place To Work olmak değil, ‘Great Place To Work’u ben yaratacağım’ diyen çalışanlara sahip olmak olduğuna inanıyoruz. Bu inançla çalışmak bizi bu ödüle ulaştırdı.

Diğer taraftan iş yapış biçimimizin dijitalleşmesi için çalışıyoruz. Kendimizi daha da ileriye taşımak, sunduğumuz tüm hizmetlerin de daha ileri bir noktaya ulaşmasını hedefliyoruz. 80 milyona sağlık ve iyilik ulaştırma sorumluluğunu taşıyoruz. Bu nedenle dijitali bir araç olarak tek bir alana sıkıştırmak değil her çalışanımızın dijital yetkinliğini artırarak onları geliştirmek istiyoruz. Globalde GSK ve Google iş birliği ile Google’ın Avado dijital yetkinlik eğitimi bunun en güzel örneklerinden biri. GSK ihtiyaçlarına özel olarak geliştirilen bu program ile çalışanlarımız Kanada, Fransa, İtalya, Almanya, İspanya, Brezilya ve ABD’deki GSK çalışanları ile beraber eğitimlere katılacak, sanal kampüste deneyimlerini paylaşma imkanı bulacak. Dijital yetkinliği ile yeni fikirleri hayata geçirerek Türkiye’nin her yerine sağlık ve iyilik ulaştıracak projelerimiz artacak.

 

Uluslararası Stevie İş Ödülleri jürisi tarafından 3 Altın, 3 Gümüş ödüle layık görüldünüz. Bu ödüllerin öneminden bahseder misiniz?

Tedavilerimiz ve sağlık çözümlerimizin yanı sıra, hastalık farkındalık çalışmalarımızla da topluma karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz. Dünyanın en prestijli organizasyonlarından Uluslararası Stevie İş Ödülleri’nde, “Kendin için 1 Ara’lık” ve “Bi’Şeyim mi Var Benim” kampanyalarıyla üç altın üç gümüş ödüle layık görüldük.

HIV alanında farkındalık yaratmak amacıyla 1 Aralık Dünya AIDS Günü’nde başlattığımız ve halen devam eden Kendin için 1 Ara’lık kampanyamız HIV’in; tokalaşma, sarılma, öpüşme gibi eylemlerle bulaşmadığına vurgu yapıyor.  “Dokun” temasıyla yola çıkan projede, online bir platformda hasta hikayelerini izleyen ziyaretçiler, hikayelerin sonunda çıkan simgesel imza kampanyasına “dokunarak”, HIV pozitif kişilerin yanına olduklarını belirtiyor. Platformdaki videolar bugüne kadar 500 binin üzerinde izlendi ve kampanyaya 80 bin kişi katıldı. Bir başka projemiz olan “Bi’Şeyim mi Var Benim” ile bipolar bozukluk hakkında farkındalık yarattık. Bipolar hakkında internette yer alan içgörülerden yola çıkarak bir şarkı ve video klibi oluşturuldu. Bu video kliple 4.5 milyon kişiye ulaştık.

 

Araştırmalarınızın şeffaf olmasını desteklemek için başlatılan AllTrials kampanyasına imza atan ilk ilaç şirketi olmak ve bu şeffaflığın gerekliliğini anlatmak ister misiniz?

 

Bir kurumun değerleri sadece bir manifestonun parçaları değildir. GSK için de gerek globalde gerek Türkiye’de tüm operasyonunu ve stratejisini değerleri etrafında kurmak büyük önem taşıyor. AllTrials kampanyası da bunun global ölçekte en büyük örneklerinden biri. Bizim dört temel değerimiz var; hasta odaklılık, insana saygı, şeffaflık ve dürüstlük. Hem tüm çalışanları hem de faaliyet gösterdiği ülkelere karşı sorumluluğunu bilerek etik değerler çerçevesinde çalışan bir sağlık şirketi olmak hasta odağıyla çalışmak kadar tüm sonuçları de şeffaf ve dürüst bir biçimde paylaşmayı beraberinde getiriyor. Bütün klinik çalışmalarımız hasta odaklılık prensibi ile hayata geçiyor. Bu çalışmalar başarısız olsa bile bunu yayınlamak ve bu sonuçları bilimin ve insanlığın yararına sunmak bir lider davranışıdır. GSK, geleceğin sağlığına da liderlik edecek bir şirket olduğunu bu adımla bir kez daha göstermişti. Bu sonuçların paylaşımı ayrıca bu araştırmalara katılan kişilerin de katkılarını ortaya çıkartıyor. Hastaların ve toplumun faydasını gözeten her kurumun, ister endüstride ister akademide olsun ürettikleri verileri paylaşarak daha sağlıklı bir geleceğin oluşmasında rol oynadıklarına inanıyoruz.

 

Ar-Ge çalışmalarına çok önem verdiğinizi biliyoruz fakat bir de sizden dinlemek isteriz?

GSK’nın globalde Ar-Ge sürecinde 14 tane aday aşısı bulunuyor. Türkiye’de ise Ankara Hacettepe Üniversitesi Teknokent’in içinde aşı araştırmalarına yönelik olarak Aşı Klinik Araştırmalar Merkezi (AKAM) adlı bir kuruluşumuz var. Burada sadece Türkiye’de değil bölge ülkelerinde yapılan klinik araştırmalar da koordine ediliyor. Hem Hacettepe Üniversitesi’yle işbirliği yapıyoruz hem de Türkiye’deki aşıların yüzde 50’sinin klinik çalışmalarını biz yapıyoruz.

 

Güçlü bir internet siteniz var. Tüketiciler ya da sizleri merak edenler buradan pek çok bilgiye ulaşabiliyor. Ayrıca sosyal medyayı da aktif olarak kullanıyoruz. Sizce bu enstrümanların gücü nedir ve nasıl kontrol edilmelidir?

 

Sağlık profesyonellerinin dijitalleşen dünyadaki yeni ihtiyaçlarına yanıt verebilmek ve yeni iletişim araçları ile onlara mesleki olarak destek olurken, iş yapış şekillerine katkı sağlayacak uygulamalar geliştiriyoruz. Aynı zamanda hastaların daha doğru ve güvenli bilgiye erişmelerini, hastalıklarını kontrol altına almak için attıkları adımlarda güvenebilecekleri kaynaklara ulaşmalarını sağlıyoruz.

Bu kapsamda; astım, aşılar, dermatoloji ve KOAH gibi şirketin sağlık çözümü sunduğu alanlarla ilgili bilgilerin yer aldığı Gsksaglik.com web sitesi ile sağlık profesyonellerine ulaşıyoruz. Web sitemizde online mecralara halk ve hekimler için ayrı girişler; yüzlerce sayfa bilgi, 200’e yakın video kaydı bulunuyor. Aylık ortalama 5000 tekil sağlık profesyoneli siteyi ziyaret ediyor. Canlı yayın kongreler, toplantılar ve canlı ameliyat yayınları 15 binden fazla sağlık profesyoneli tarafından izleniyor, 10.000 saatin üzerinde toplam izlenme süresi bulunuyor. Gsksaglik.com yüzde 70 oranında mobil cihazlar üzerinden ziyaret ediliyor ve GSK Türkiye olarak sağlık profesyonellerinin hayatına dijital platformlar üzerinden 2,5 milyon kez dokunuyoruz. Şirketimizin bağlı olduğu bölge içinde çoklu kanal kullanımının yüzde 50’sini Türkiye’den yapıyoruz.

Diğer taraftan sektörün önemli bir paydaşı olan eczacılara yönelik Turuncuhat.com websitesi, 7 bin 600 üyesi ile eczacıların GSK ürünlerini detaylı olarak inceleyebileceği, kolay ve hızlı bir şekilde kampanyalardan haberdar olup sipariş verebilecekleri bir portal. 140’tan fazla içerik ile eczacıları güncel haberlere ve mesleki online eğitimlere ulaştırıp kendilerini geliştirmelerine olanak sağlıyor. Her ay güncellenen eczacılara yönelik içeriklerine ek olarak aynı zamanda sağlık haberleri ve yararlı bilgiler ile halk tarafına yönelik içerik sağlayan Turuncuhat.com sitesi aylık ortalama 10 binden fazla kez ziyaret ediliyor.

GSK Türkiye olarak bu enstrümanlarımızla, 2017 yılında da Türkiye’deki yaklaşık 60 bin sağlık profesyonelinin dijital altyapılarımızı kullanarak bilimsel ve güvenilir bilgiye erişmesini hedefliyoruz.

 

GSK’nın yakın gelecek planları nedir?

 

Geleceğin sağlığına liderlik etmek ve 80 milyonun hayatına dokunmak için çalışmaya devam edeceğiz. Her paydaşın ihtiyacına uygun çözümler sunmayı önemsiyoruz. Bu çalışanlar için yeni jenerasyondan öğrenerek gelişmek, birlikte yaratmak, toplum için sorumluluğumuzun bilincinde olarak sağlık okuryazarlığına eğilmek, sağlık profesyonelleri için daha fazla bilimsel bilgiyi daha hızlı ve etkin şekilde ulaştırmak anlamına geliyor. Tüm bunlara baktığımızda da dijital dönüşüm hepsinin itici gücü olarak öne çıkıyor. Biz de yüzde 55’i Y kuşağından oluşan çalışanlarımızla, yeni çağa uygun yenilikçi çözümlerimizi her kanaldan paydaşlarımıza sunmaya devam edeceğiz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu