Röportaj

Babasının yolundan başarıyla ilerliyor

Yaz aylarında daha fazla sünnet gerçekleşmesi nedeniyle Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Levend Özkan ile sünnet hakkında anne-babalara rehber olacak bir söyleşi gerçekleştirdik.

Röportaja geçmeden önce sizlere biraz Levend Özkan’dan bahsetmek isterim. Türkiye’nin ilk ve tek sünnet sarayını kuran ve şimdiye kadar 120 bini aşkın çocuğu sünnet eden Kemal Özkan’ın oğlu olan Levend Özkan’ın tıp mesleğine olan tutkusu baba mesleği ile başladı. 1974 yılında İstanbul’da doğan Levend Özkan, geçmişten gelece uzanan bir geleneğin içinde büyüdü.

İlkokulu Levent İlkokulu’nda, ortaokul ve liseyi İstanbul Özel Alman Lisesi’nde okudu. Sonrasında tıp eğitimi almaya karar veren Özkan, baba mesleğini daha ileriye taşımak ve üroloji alanında uzmanlaşmak arzusuyla 1993 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’ni kazandı. 1999 yılında mezun oldu ve aynı sene Tıpta Uzmanlık Sınavı’na girdi. Ardından Kocaeli Üniversitesi T.F. Üroloji Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimine başladı. 2004 yılında Üroloji Uzmanı unvanını alan Özkan sonrasında böbrek nakli konusunda uzmanlaşmaya karar verdi. Sırasıyla İstanbul Tıp Fakültesi, Yale Üniversitesi ve Miami Üniversitesi Organ Nakli Merkezleri’nde eğitim gördü. Türkiye’ye döndükten sonra 2010 yılında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Böbrek Nakli Merkezi’ni kuran Özkan, 2012 yılında doçent oldu.

Şimdiye kadar sayısız böbrek nakli operasyonu gerçekleştiren ve alanındaki en başarılı isimlerden biri olan Doç. Dr. Levend Özkan; genel ürolojinin yanı sıra çocuk ürolojisi konusunda da Türkiye’nin önde gelen isimleri arasında yer alıyor. Kendi uzmanlığını baba mirası ile birleştiren Özkan, sahip olduğu deneyim ile Kemal Özkan’ın hatırasını başarıyla geleceğe taşıyor.

Çocuğa sünnet nasıl anlatılmalı? Psikolojik olarak çocuklar nasıl etkilenir, nasıl davranmak gerekir?

Toplumumuzdaki en köklü geleneklerden biri olan sünnet, sağlık açısından olduğu kadar sosyal ve geleneksel açıdan da büyük değer gören bir anane. Öyle ki geçmişimize baktığımızda Kanuni’nin Kağıthane’deki Sadabad Sarayı At Meydanı’nda oğulları şehzade Mehmet, Mustafa ve Selim’e yaptığı ve üç hafta devam eden Sünnet düğünleri geleneğimizin ne kadar köklü olduğunun bir göstergesi. Ancak bu köklü geçmiş çocuklar açısından baktığımızda pek çok yanlış bilgi, intiba ve korkuyu da beraberinde getiriyor. Bu noktada ailenin tavrı büyük önem kazanıyor. Eğer ebeveynler sünnete travmatik bir bakış açısı ile yaklaşıyorsa ya da yakın çevre tarafından yapılan yersiz şaka ve espriler varsa çocuğun kaygısı da artıyor. Bu nedenle çocuğa işlemi tüm netliğiyle açıklamak çok değerli oluyor. Tabii çocuğun izah edileni anlayacağı bir yaşta olması gerekiyor.

Çalışma prensibim gereği, sünnet olacak tüm çocuklarla işlemden yaklaşık bir hafta önce özel bir görüşme yaparım. Onları operasyon ve sonrası konusunda bilgilendirir, karşılaşacakları durumları izah ederim. Böylelikle hem ailenin hem de çocuğun kafasında sünnet işlemi netlik kazanır. Çocuğun kaygı seviyesi önemli ölçüde düşer.

Sünnetin faydaları nelerdir? 

Sünnetin faydası kişisel hijyen ile alakalıdır. Kişisel hijyenin çok iyi olduğu ülkelerde sünnetin koruyucu etkisi azalır. Ama dünya nüfusunun çok büyük bir bölümü ne yazık ki bu grupta yer almıyor. Sünnetin özellikle kişisel hijyenine çok fazla dikkat edemeyen toplumlarda ciddi faydası görülüyor. Enfeksiyonların oluşması ve çiftler arasında taşınması ihtimalini belirgin oranda azaltıyor.

Örneğin, bizim gibi sünnetin yaygın olduğu toplumlarda penis kanseri görülme oranı neredeyse sıfıra iner. Dünya Sağlık Örgütü birkaç sene önce Afrika’da kabileler arasında yaptığı bir araştırmayı yayınladı. Hazırlanan rapora göre diğerlerinden tek farkı sünnetli olmak olan kabilelerde cinsel yolla bulaşan hastalıkların ve enfeksiyon yüzdesinin çok daha az olduğu görüldü. Çalışma sonrası bu tarz toplumlar için sünnet öneri listesine alındı.

Sünnette yaşanabilecek komplikasyonlar nelerdir?

Sünnet, tıpkı diğer cerrahi işlemler gibi tecrübeli kişilerce yapılması gereken bir uygulamadır. Her ne kadar küçük bir operasyon gibi gözükse de ehil ellerde yapılması çıkabilecek olası riskleri minimuma indirir. İşlemin ağırlıklı olarak lokal anestezi altında yapıldığını düşündüğümüzde tecrübe ve bilgi çok daha önem kazanır.

Sünnet komplikasyonları arasında en sık küçük estetik kusurlarla karşılaşıyoruz. Derinin düzgün alınmaması ya da kısa bırakılması gibi kozmetik komplikasyonlar ne yazık ki nadir karşılaştığımız durumlar değil. Ayrıca belli bir yüzdede hastalarda işlem sonrası kanama görülebiliyor. Enfeksiyon görünme olasılığı mevcut olsa da ciddi enfeksiyon çok nadir yaşanıyor. Daha ciddi komplikasyonlar arasında ise organ yaralanması hatta çok ileriki durumlarda penis kaybı sayılabilir.

Sektör olarak sünnet hayatımıza nasıl girdi?

Babam Kemal Özkan’ın bu sektörün doğumuna büyük katkı sağladığını söylemek sanırım yanlış olmaz. Babam, yarım asırlık meslek hayatı boyunca 120 bini aşkın çocuğu sünnet etti. Sadece Türkiye’de değil, dünyada belgesellere konu olacak hatırı sayılır bir başarı ve tanınırlık yakaladı.

Türkiye’de hastaneler dışında lokal anestezi uygulayan ilk sünnet uzmanı olarak; ağrısız, sızısız sünnet operasyonlarını ve dillere pelesenk olan ‘Bugün sünnet yarın deniz’ deyimini hayatımıza yerleştirdi. Türkiye’nin ilk Sünnet Sarayı’nı kurdu. Sünnet düğünü geleneğini, dini vecibelerini de içine katarak yeni bir pakette bir araya getirdi. Sonuç olarak insanlar Kemal Özkan’ın sunduğu bu tarzı çok sevdi. İşte bu noktada Türkiye’de sünnet sektörü modern bir çehreye bürünerek yeniden doğdu diye düşünüyorum.

Babam Sünnet Sarayı’nda yaptığı tüm törenlerde hem dualarla gelenekleri devam ettirdi hem de çocukların üzerinde baskı oluşmaması için dönme dolaplar ve trenlerle onların gönlünü almayı bildi. Pek çok sağlık uzmanına ilham kaynağı oldu. Sayısız isim yetiştirdi. Bir meslek dalını ve sahip olduğu algıyı yeniden inşa etti. Vefatına kadar mesleğini severek icra etti. Biz de bugün Sünnet Sarayı’nda abim Murat Özkan ile ondan devraldığımız mirası yaşatmaya çalışıyoruz.

Sünnet için ideal yaş aralığı diye bir şey var mıdır?

Bu sorunun yanıtı biraz sünnetin gerekliliği ile ilgili. Aslında sağlıklı sünnet olma yaşı diye bir kavram yok. Ancak çocuğun psikolojisi ve sonrasındaki bakım sürecini gözeterek yapılmasını önermediğimiz dönemler var. Bir ila altı yaş arasındaki gruba sünneti anlatmak neredeyse imkânsızdır. Çocuk sünnet operasyonunu algılayamaz. İşlemler genel anestezi altında olsa bile çocuklarda sünnet sonrası huy ve davranış değişiklikleri görülebilir. Bezi açıldığında ağlama, çiş yapmayı erteleme gibi refleksler gelişebilir. Bu nedenle şayet anatomik anomali gibi acil sünnet olmasını gerektirecek tıbbi bir durum yok ise bu operasyonun yeni doğan harici bebeklik veya 7 ila 8 yaş döneminde yapılmasını öneriyoruz.

Doğar doğmaz sünnet yapılması sizce doğru mu?

Doğar doğmaz yapılan sünnet son yıllarda aileler arasında revaçta olan bir işlem. Ancak düşünülenin aksine yeni doğan için sanıldığı kadar risksiz bir operasyon değil. Bebeğin dış dünyaya adapte olmaya çalıştığı, vücudunda ciddi değişikliklerin oluştuğu yeni doğan çağında bu komplikasyonlarla baş etmek çok daha zor ve risklidir. Mecburi olmayan bir cerrahi işlemi uygulamak için bebeğin bir süre gözlenmesi gerekir. Doğum sonrasında gözden kaçabilecek bir sağlık probleminin olmadığının teyit edilmesi ve özellikle kilosu düşükse normal kiloya gelmesi beklenmelidir. Tüm bu koşullar netleştikten sonra bebek güvenle sünnet edilebilir. Şimdiye kadar sayısız bebek sünneti yapan bir hekim olarak bebek sünneti isteniyorsa iki ila üç ay civarında yapılmasını öneriyorum.

Sünnet için genel anestezi kullanımı doğru mudur?

Ülkemizde çocuk şayet doğar doğmaz sünnet edilmemişse genel anestezi altında sünnet olmalı gibi inanış var. Ben bu görüşe katılmıyorum. Sünnet olacak her çocuk için aynı şartlar söz konusu değildir. Sünnet öncesi görüşme esnasında iyi bir bilgilendirme ve muayene sonucunda uygulanacak anestezi şekline aile ile birlikte karar vermek en doğrusudur. Ancak ailenin veya çocuğun tercihi, sünnet ile aynı seansta ek işlem planlanan durumlar, uygunsuz yaşta sünnet mecburiyeti, çocukta ciddi endişe, korku, aşırı kilo veya kiloya bağlı gömük penis durumlarında genel anestezi tercih edilebilir.

İyileşme süreci ve dikkat edilmesi gereken unsurlar?

Sünnet sonrası bakımında genellikle ilk gün ağrı kesici şuruplar kullanılır ve dinlenme önerilir. Uzun bir yatak istirahatine gerek yoktur. Mümkünse çocuk en kısa zamanda sünnet bölgesine travma yaratacak aktiviteler haricinde normal hayatına dönmelidir. İyileşme süreci ve sünnet sonrası görünüm her çocukta aynı şekilde olmaz. Çocuğun yaşına, fiziksel durumuna, sünnet derisinin penise yapışık olup olmadığı gibi birçok etkene bağlıdır.

İyileşme sürecinde önemli olan faktörlerden biri de çocuğun sünnet sonrası işleme gösterdiği direnç ya da sünneti algılama şeklidir. Özellikle 3 – 4 yaşında, çevreyi tamamen algılayabilen ancak mantık ve sosyal anlayışın tam oturmadığı bir çocuğa sünnet işlemini ve sonrasındaki pansuman, bakım sürecini anlatmak imkânsızdır. Bu yaş döneminde sünnet sonrası süreçte ailelerin daha sıklıkla rahatsızlık yaşadığını gözlemliyoruz.

Sünnet her yerde yaptırılabilir mi? Nelere dikkat edilmeli ya da ne gibi unsurlar aranmalı?

Sünnet işlemi cerrahi bir işlemdir ve işlem yapılırken mutlaka asepsi – antisepsi kurallarına uyulmalıdır. Birçok cerrahi işlem gibi sünnet de bu prensiplere uyularak ameliyathane dışında yapılabilir. Sünnet işlemi sağlıkla ilgili önlemlerin ve yasaklamaların en üst düzeyde olduğu Amerika Birleşik Devletleri’nde de muayenehanede yapılabilecek işlemler sınıfındadır. Burada dikkat edilmesi gereken esas husus sünneti yapacak kişinin sahip olduğu bilgi ve tecrübedir. Ehil olmayan kişilerce yapılan operasyonlar sonrasında az önce de bahsettiğimiz komplikasyonlara neden olabilir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu