Röportaj

Son zamanlarında kalp cerrahisinde yaşanan en önemli gelişme: Transapikal neokorda implantasyon yöntemi ile mikroinvaziv mitral kapak tamiri

Bezmialem Vakıf Üniversitesi, Tıp Fakültesi Dragos Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nde çalışan ve aynı zamanda Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği başkanı Prof. Dr. Cengiz Köksal ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

9-12 Kasım 2017 tarihleri arasında Kıbrıs’ta düzenlenen 18. Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Kongresi öncesinde Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Dragos Hastanesi’ne giderek Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Cengiz Köksal’ı ziyaret ettik. Köksal’dan hem kongre hakkında bilgiler hem de son yıllarda mitral kapak ameliyatlarında yüz güldüren gelişmeler hakkında önemli bilgiler aldık. İşte, o söyleşiden satırlarımıza yansıyanlar…

Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Afyon doğumluyum. Darüşşafaka Lisesi mezunuyum. İstanbul Tıp Fakültesinde tıp eğitimimi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde ihtisasımı tamamladım. S10 yıl Koşuyolu Kalp Hastanesi’nde çalıştıktan sonra oradan ayrıldım ve son 3 aydır da Bezmialem Vakıf Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dragos Hastanesi’ndeyim.

Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği’nin başkanlığını yürütmektesiniz. Dernekten ve çalışmalarından biraz bahseder misiniz?

Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği’nin temel amacı vasküler ve endovasküler cerrahi konusunda genç kalp ve damar cerrahlarının eğitimine destek olmak ve onları son teknolojik gelişmelerle buluşturmak. Damar hastalıkları toplumumuzda çok yaygın. Bu problemler arasında en yaygını ise varis yani toplar damar hastalıkları. Dernek olarak damar hastalıkları ile ilgili bütün bu tecrübeyi, birikimi bu derneğin çatısı altında toplamayı amaçlıyoruz.

18. Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Kongresi’nde neler olacak?

18. Ulusal Vasüküler ve Endovasküler Cerrahi Kongresi Kıbrıs’ta, 9-10-11 Kasım’da yapılacak. Bu kongrede öncelikle şunu amaçladık: Türk kalp ve damar cerrahları, dünyanın neresinden olursa olsun işin uzmanı cerrahlarla buluşsun istedik. Bu amaçla Paraguay’dan, Amerika’dan, dünyanın her yerinden işin uzmanı kimse onlar geliyor. Bu kongrede kalp damar cerrahlarının bu kişileri dinleme ve tecrübelerinden faydalanma şansı olacak. Birebir deneyimlerini paylaşabilecekler. Sosyal platformlarda bir araya gelebilecekler. Dolayısıyla toplantılarda soramadıklarını orada soracaklar ve kaynaşacaklar. Diğer bir amacımız da gelecek bir tarihte acaba biz bir dünya kongresi alabilir miyiz? Dolayısıyla bu konuklarımızın Türkiye ile ilgili olumlu bir imajla ayrılmalarını arzu ediyoruz. Bu da Türkiye’de yeni yeni kongrelerin düzenlenmesine vesile olsun istiyoruz.

Katılım konusunda bilgi verebilir misiniz?

Çok ciddi bir kalp damar cerrahı katılımı var. 1200 kalp damar cerrahı bekliyoruz, 300-400 en az hemşire katılacak. Bir açıdan da bütün sağlık personelinin bir araya geldiği bir kongre olacak. Vasküler cerrahi ile ilgili bütün konular uzmanlar tarafından ele alınacak. Ayrıca; yara bakımı, şeker hastalığında yara bakımı, varise bağlı yara bakımı konusunda da özel bölümlerimiz, özel kurslarımız olacak.

Kalp kapağı hastalıklarında günümüzde gelinen nokta nedir?

Günümüzde kapak hastalıklarının tedavisinde, yaşanan teknolojik gelişmelere paralel olarak, eskiden müdahale etmek için beklediğimiz ve bu nedenle kalp fonksiyonları bozulan mitral kapak hastalarına, açık kalp ameliyatının risklerini yüklemeden, hastanın yaşam konforu bozulmadan, küçük kesiyle müdahale etme şansımız var.

Kapak hastalıklarının belirtileri nelerdir?

Kapak hastalıklarında özellikle mitral kapak hastalığında iki tane belirti vardır; eforla gelen nefes darlığı, ikincisi de çarpıntı. 40 yaşında bir hasta bundan 3 ay öncesine kadar çok rahat üç kat merdiven çıkabiliyorken iki katı çıkarken zorlanıyorsa evet, bir sıkıntı var ve bu sıkıntının mitral kapakta olma olasılığı çok fazla.

Açık veya kapalı kalp ameliyat nedir?

Açık kalp ameliyatı; göğüs kafesini açarak yapılan, koltuk altından veya robotla yapılan ameliyatların hepsi açık kalp ameliyatıdır. Açık kalp ameliyatından kastımız; kalbi ve akciğerleri durdurup kalbi ve akciğerleri suni bir dolaşım sistemine bağlıyorsanız bu açık kalp ameliyatıdır. Yani kalp ve akciğer duruyor, onların görevini suni bir dolaşım sistemi yapıyor, siz ameliyatı gerçekleştiriyorsunuz ve kalbi tekrar çalıştırıyorsunuz. Bunların hepsine açık kalp ameliyat deniliyor. İster göğsün önünden, ister koltuk altından isterse robotla olsun. Peki, kapalı kalp ameliyatı var mı? İşte, mitral kapak tamiri, kapalı kalp ameliyatı tarzında artık yapılabiliyor. Yani kalbi ve akciğerleri durdurmadan, kalp ve akciğerler işlevini görüyorken yapılan kapak tamiri de kapalı kapak tamir ameliyatı anlamına geliyor.

Yeni tedaviler hakkında neler söylemek istersiniz?

Mitral kapak ameliyatlarıyla ilgili son iki yıldır muhteşem bir gelişme var. Öncelikle şunu söylememiz lazım. Mitral kapağınız kaçırıyor, mitral kapağınızda çökme varsa sizin kapağınızın mutlaka değişmesi gerekmiyor. Sizin kapağınız yüzde 90 ihtimalle tamir olabilir, kendi dokunuzu kullanarak bu tamir yapılabilir, eğer dokunuzu kullanarak tamir yapılabilirse siz ömür boyu kan sulandırıcı kullanmak zorunda kalmazsınız.
Kapağı değişen hastaların ömür boyu kan sulandırıcı kullanması gerekir, eğer kan sulandırıcılar gerektiğinden az kullanılırsa, kapakta pıhtı oturuyor, fazla kullanılırsa beyin kanaması ya da başka kanama geçirebiliyor dolayısıyla bu çok keyifsiz bir durum diğer bir deyişle kan sulandırıcı tedavisi iki ucu keskin bıçak gibidir. Biz bu durumu şöyle tarif ederiz, kapağı değişen bir insanı biz bir hastalıktan kurtarıp başka bir hastalığa mahkum ediyoruz. Ayrıca kan sulandırıcı dediğimiz şey; her hafta laboratuvar tetkiki gerektirir, bu da hastanın her hafta hastaneye gitmesi demektir. Biz ne diyoruz; kapakta çökme veya yetmezlik var ise lütfen kapağınızı tamir ettirin. Dünyada kapak tamiri yüzde 90 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 20, yüzde 30’larda. Hâlâ ve hâlâ tamir edilmesi gereken bir sürü kapak maalesef değiştiriliyor ve hastalar kan sulandırıcıya zorunlu bırakılıyor.
Kapak tamiri değişime göre çok daha iyi bir şey, bunu öğrendik. Çünkü kan sulandırıcı kullanmıyoruz. Kapak tamiri şu ana kadar hep açık yapılıyordu. Robotla olsun, koltukaltı olsun, videotorakoskopik yöntem ile olsun her zaman kalp ve akciğer durduruluyor ve makineye bağlanıyordu. Son iki yıldır, “Transapikal Neokord” dediğimiz işlemle sol meme altından 3 cm’lik kesi ile kalbin tepesine ulaşılır ve kalbin tepesinden girilerek, kalbi ve akciğerleri durdurmadan, eko dediğimiz bir cihazın eşliğinde artık kapaklar tamir edilebiliyor. Bunu şuna benzetin; bir paraşüt, paraşütün iplerinden bir veya ikisi kopmuş, biz sol meme altından girerek kalbi ve akciğerleri durdurmadan kopmuş ipleri yerine takıyoruz. Son yıllarda kalp cerrahisi ile ilgili mucizevi bir şey var mı diye sorarsanız; evet, kalp cerrahisiyle ilgili mucizevi bir şey kalbin durdurulmadan, kapalı yöntemle tamir edilmesi: Transapikal Neokord.

Bu ameliyat şu anda ne kadar yaygın?

Bu işlem için Avrupa’da yedi kişiye uygulama, konuyla ilgili cerrah yetiştirme ve eğitim verme yetkisi verildi, bu yedi kişiden biriside benim ve Türkiye’de tekim. Yedi kişiden biri olmanın getirdiği sorumlulukla çok fazla kapalı kapak tamirine aday hasta var iken bu şansı hastaların kullanamaması beni üzüyor. En büyük isteğim; kalp cerrahlarını, kardiyologları ve hastalarımızı kapalı kapak ameliyatı, kapak tamiri; transapikal Neokord konusunda bilgilendirmek.

Kapak tamirinin en büyük faydası nedir?

Kapak tamiri faydalı çünkü hastaların kan sulandırıcı kullanması gerekmiyor. Kan sulandırıcı kullanmayınca; kadınlar rahat evlenip çocuk sahibi olabiliyor, hasta elini kestiği zaman fazla kanamıyor, acile gitmek zorunda kalmıyor, kan testi yapması gerekmiyor ve bu da yaşam kalitesini artırıyor. Bunun yanında son iki yıldır; bunu artık açık kalp yöntemi ile yapmayalım, uygun hastalarda kapalı yapalım diyoruz. Benzetmek çok yanlış, riskleri kıyaslanmaz ama bir mide ameliyatı, bir safra kesesi ameliyatı kıvamında olmaya başladı kapak tamir ameliyatları. Bu çok büyük bir lüks hastalar için. Transapikal neokorda uygulaması kalp cerrahisinin geleceği. Hazır böyleyken biz de istiyoruz ki bundan çok fazla insan faydalansın.

Hasta yatış süresi ve konforu nasıl oluyor?

Normal şartlarda hasta iki gün yoğun bakım, beş gün servis yatışı toplamda yedi gün hastanede kalış süresi oluyor. Bu ameliyatta ise toplamda üç gün; yoğun bakımda bir gün, iki günde serviste yatıyor. 15 gün sonra da normal hayatına dönüyor. Toplam iki saatlik bir ameliyat. Dolayısıyla muhteşem bir şey.

Transapikal Neokord yaşam kalitesini artırıyor. Bunun yanı sıra başka ne gibi özellikleri var?

Transapikal Neokord dediğimiz işlem hastalara geçici bir çözüm sunmuyor, kalıcı bir çözüm sunuyor. Diğer kardiyoloji işlemleri gibi kasıktan girerek yapılan işlemlerin çoğu mitral kapak hastasına geçici bir çözüm sunuyor. Sadece yaşam süresini bir müddet uzatıyor ama bu bahsettiğimiz yöntem kapak tamirinde, mitral kapakta kalıcı bir çözüm sunuyor. Eskiden ameliyat etmek için uzun süreler beklediğimiz mitral kapağında çökme olan hastaları şimdi, elimizde kapalı bir alternatif varken daha erken ameliyat listesine alabiliyoruz, daha erken müdahale edebiliyoruz. Bu şunu sağlıyor; hasta günde 7 km. koşuyorsa 7 km. koşmaya devam ediyor. Hayat konforunu artırıyor ve kendini kalp hastası gibi hissetmiyor. Bu çok önemli. Çünkü tıbbın amacı sadece yaşatmak değil, aynı zamanda kaliteli yaşatmak. Transapikal Neokord da buna çok uygun bir işlem.

Mitral kapak çökmesi neden olur?

Mitral kapak çökmesi aslında tüm nüfusun özellikle kadınların yüzde 3, yüzde 4’ünde doğuştan var. Bunların hepsi ileride ameliyat olacak anlamına gelmiyor. Bunların sadece yüzde 10’u için ileride ameliyat gerekebiliyor. Nedeni tamamen doğumsal. Normal şartlarda ben bugüne kadar toplam 500’ün üzerinde mitral kapak tamiri yaptım. Yılda ortalama 70-80 tane mitral kapak tamiri yapıyorum. Açık yapıyordum, son bir yıldır sol koltuk altından kapalı mitral kapak tamiri yapıyorum.

Kapak değişimleri konusunda neler söylemek istersiniz?

Tamir edemediğimiz kapakları maalesef değiştirmek zorundayız. Özellikle romatizmal kapak hastalıklarında. Bu konuda iki seçeneğimiz var; metal kapak ya da biyolojik kapak. Metal kapak; polikarbondan yapılmış ve mutlaka kan sulandırıcı kullanılması gereken bir kapak. Düzenli kan sulandırıcınızı kullanırsanız, belli kurallara uyarsanız evladiyelik. Biyolojik kapak; sığır perikard yani sığır kalp zarı veyahut domuz kalp kapağı olabilir. Bunun artısı şu; biyolojik kapaklarda kan sulandırıcı kullanmıyorsunuz, rahatlıkla hamile kalabiliyorsunuz. Dezavantajı ise; 10-12 yılda maalesef kapaklar harap oluyorlar, kireçleniyorlar ve tekrar ameliyatla o kapağın değişmesi gerekiyor. Kalite olarak aralarında ciddi bir fark yok, sadece bahsettiğim farklar var.

Damar cerrahide nasıl gelişmeler yaşanıyor?

Teknoloji bazlı gelişmeler, damar cerrahisinde kalp cerrahine oranla daha hızlı. Birçok işlemi artık damarın içinden girip yapıyoruz. Eskiden varis ameliyatlarını açık yapardık (bundan 10 yıl önce) artık sadece katater ile girip damarı iptal ediyoruz, yakıyoruz veya yapıştırıyoruz. Damar tıkanıkları olduğunda da yine kasıktan, damardan girilip o damarlar açılabiliyor. Damar cerrahisinde eskiden açık ameliyatla çözebildiğimiz sorunların bugün yüzde 80’nini damardan girerek yapabiliyoruz.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Yaklaşık 10 yıldır mitral kapak tamiri ile uğraşıyorum. Her mitral kapak tamiri kişiye özel elbise dikmek gibidir. Cerrah için zor ama hasta için çok konforlu bir işlem. Avrupa’da yüzde 90 oranında tamir oranı varken, Türkiye’de yüzde 20-30. Öncelikle bu oranın artması gerekiyor. Çünkü hasta konforu için çok önemli.
Eskiden doktorlar için mitral kapak tamirinin öğrenmesi de uygulaması da zordu ama şimdi bu mitral kapak tamir cihazıyla yani transapikal Neokord ile her şey çok kolaylaştı. Teknolojiyi bunun için çok seviyorum ve teknoloji bu yüzden bizim için çok önemli. 4-5 saatlik bir kapak tamiri şu anda iki saate indi. Maalesef çok az biliniyor ve az kişi haberdar ama haberdar olmamız lazım. Benim görevim de bu. Bu işi yapabilecek olan ehil kişilerin sayısını artırmak.

Peki, bu eğitimi nasıl sağlıyorsunuz?

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Dragos Hastanesi’nde 25-26 Aralık’ta bunun eğitimini 20-25 seçilmiş cerrah ve kardiyoloğa vereceğim. Ben hem yapma yetkisi hem de eğitim verme yetkisi olan ve yapan kişiyi yetiştirme yetkisi olan birisiyim. Dolayısıyla yılda 3-4 defa bu eğitimi Türkiye’de vereceğiz ve Türkiye’deki cerrahları yetiştireceğiz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu