Mesleki etik kuralları meslek örgütleri ve mensupları tarafından belirlenmeli

ugur-mumay1-kMASSİAD eski Başkanı Uğur Mumay, “Mesleki Etik Kuralları, meslek ahlakı anlayışını benimseyen sektör temsilcilerimizi yüceltecektir” dedi.

 

1.Uluslararası IV. Ulusal Tıbbi Cihaz Üreticileri ve Tedarikçileri Kongresi çerçevesinde düzenlenen “Sektörel Rekabet ve Etik Uygulamalar” panelinde konuşan MASSİAD eski Başkanı Uğur Mumay, “Sektörde faaliyet gösteren meslektaşlarımızın mesleki kurallara olan bağlılığı mesleğimizin toplum nezdinde değerini ve güvenini arttıracaktır” dedi. Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER)’nin düzenlediği oturumu SADER Başkanı Engin Arel yönetti. Rekabet Uzmanları Derneği Başkanı ve Rekabet Kurumu III. Denetim ve Uygulama Dairesi Mesleki Koordinatörü Hakan Suat Ölmez de oturumda bir konuşma yaptı. “Mesleki Etik, belirli bir meslek grubunun, mesleğe ilişkin olarak oluşturup, koruduğu, meslek üyelerini doğru bir şekilde davranmaya zorlayan, kişisel eğilimlerini sınırlayan, ilkesiz davranışları caydıran, meslek içi rekabeti düzenleyen ve hizmet ideallerini korumayı amaçlayan ilkeler bütünüdür” diyerek konuşmasına başlayan Uğur Mumay, Mesleki Etiğin oluşturulmasında, sosyal, ekonomik ve politik faktörlerin olduğu gibi, vicdani, ahlaki ve mesleki faktörlerinde önemli olduğuna değindi. Mumay, “Böyle bir yelpazede Mesleki Etik tanımının oluşturulması kişilerin tekil inisiyatifinden ziyade meslek örgütlerinin önderliğinde, meslek mensuplarının tam mutabakatı ve katılımıyla sağlanmalı, ayrıca hukuki dayanaklar ve yasalarla desteklenmelidir” dedi.

Dürüst yöneticilik anlayışı

“Bazı mesleki faaliyetler aynı zamanda kamu hizmeti sunma faaliyetidir. Dolayısıyla etik değerlendirmesinde sunulan hizmetin niteliği son derece büyük önem arz etmektedir” diyen Mumay şunları söyledi: “Ülkemizde insan sağlığına hizmette, tedarik zincirinin en önemli halkalarından biri olan Tıbbi Cihaz Sektörü de böyle bir mesleki faaliyettir. Her mesleğin ifasında olduğu gibi Tıbbi Cihaz sektöründeki hizmetin ifasında ve etik kuralların uygulanmasında insan faktörü son derece önemlidir. Sektörde faaliyet gösteren meslektaşlarımızın mesleki kurallara olan bağlılığı mesleğimizin toplum nezdinde değerini ve güvenini arttıracaktır. İşte bu yüzden mesleğimiz; üstün vasıflı, bilgili, dürüst ve güvenilir kişilerce ifa edilmelidir. Tıbbi Cihaz sektöründe mesleki etik kurallarının uygulanılabilirliğini sağlamak için, söz konusu kuralların saygın meslek örgütleri tarafından belirlenmesi, ortak bir anlayışın benimsenmesine yardımcı olacağı gibi, gönüllü katılım yoluyla söz konusu kurallara uyumu daha da kolaylaştıracaktır. Sektörün önder sivil toplum kuruluşları tarafından oluşturulması gereken Mesleki Etik Kurallar özellikle sektörel örgütler ve meslek mensupları ile tam mutabakat sağlanarak hazırlanmalı kesinlikle aceleye getirilmemelidir. Yapılan çalışmalar, Türk Ticaret Kanunu ve Rekabet Kanunu başta olmak üzere ilgili kanunlara uygun olmalı, ayrıca hazırlık aşamasında akademik olarak desteklenmelidir. Mesleki Etik kuralları, öncelikle şu ana başlıklar altında toplanmalıdır: Mesleki ve Kurumsal Sorumluluk, Dürüst Yöneticilik Anlayışını Benimsemek, Güvenirlilik ve Objektiflik, Mesleki Eğitim ve Gelişime Açık Olmak, Meslek İtibarını Korumak, Toplum ve Hasta Haklarını Düşünmek, Çıkar Çatışmalarından Kaçınmak, Yasalara Uygun Hareket Etmek, Haksız Rekabetten Kaçınmak, Mesleki Etik Değerlere Uymak. Ülkemizin ticari ve sosyo-ekonomik gerçeklerini en iyi bilen, sağlık politikalarının bir parçası olan ve bu alandaki her türlü zorluğa rağmen fedakârca hizmet üreten meslektaşlarımızın, kendi içlerinde mesleki etik kurallarını belirlemeleri ve bu ilkeleri tavizsiz uygulayarak örnek oluşturmaları her türlü övgüye layık olacaktır. Mesleki Etik Kuralları, meslek ahlakı anlayışını benimseyen sektör temsilcilerimizi yüceltecek, buna karşılık mesleği yaralayıcı ve karalayıcı davranışlarda bulunanlara karşı mesleğimizi koruyacaktır. Mesleki Etik anlayışının uygulanmasında, sektörde faaliyet gösteren meslektaşlarımızın yanı sıra, ülkemizin sağlık otoritesi olan Sağlık Bakanlığımızın ve muhatap diğer kamu kuruluşunun bu uygulamaya destek vermesi gerekmektedir.

Bu kapsamda Sağlık Bakanlığımızdan beklenenleri şöyle sıralayabilirim; Yasal ve Kurumsal Destek, Bürokratik Etiğin Benimsenmesi, Denetim Organlarının Etkinleştirilmesi, Şeffaf Satınalma Sisteminin Yaygınlaştırılması, Yasa ve Yönetmeliklerin Doğru Uygulanması, Objektif Şartnameler Oluşturulması, Geri Ödemelerde Sektöre Destek Verilmesi, Mesleki Sivil Toplum Örgütleriyle İşbirliği.”

‘Haksız rekabet’ kavramı

Anayasanın 167.maddesinin Devlete, para-kredi-sermaye-mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemesini sağlayıcı tedbirleri alma, piyasalarda doğacak fiili tekelleşme ve kartelleşmeyi önleme görev ve sorumluluğunu verdiğini hatırlatan Uğur Mumay, söz konusu hükmün yerine getirilmesini sağlamak amacıyla 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 13 Aralık 1994 tarihinde yürürlüğe konduğunu, kanunda öngörülen Rekabet Kurumu’nun 1997 yılında oluşturularak faaliyetlerine başladığını hatırlattı. Rekabet Kanunu’nda yasaklanan davranışlar için ‘haksız rekabet’ kavramının kullanılmasının yanlış olduğunu ifade eden Mumay, “Rekabet Kanunu, rekabeti kısıtlayıcı, bozucu ya da önleyici teşebbüs ya da teşebbüs birliği davranışlarını yasaklamaktadır. Mesleki Rekabet Kurallarına uymak her ülke için değişkenlik gösterebileceği gibi, o ülkenin sosyo-ekonomik, ahlak ve eğitim altyapısı ile birebir ilişkilidir. Örneğin, haksız rekabet ekonomik değil tıpkı mesleki etikte olduğu gibi ahlaki ilkelere dayanmaktadır. Ülkemiz Tıbbi Cihaz Sektörü, küresel rekabetten nasibini en çok alan sektörlerden birisidir. Tüm dünyada, Tıbbi Cihaz sunumunda artan çeşitlilik, farklı segmentlerde üretilen aynı tip ürünler, her gün pazara yeni giriş yapan küresel firmalar, tıp teknolojisindeki hızlı ilerleme de rekabeti körükleyen başlıca unsurlardır” dedi.

Rekabette yerel faktörler

Rekabette yerel faktörlerin, Türkiye’de sağlık harcamalarına ayrılan bütçenin yetersizliği, kamu geri ödemelerindeki gecikmeler ve mesleki standartların halen oluşturulamamasının sektörde rekabet gücünü olumsuz etkileyen yerel faktörler olduğunu anlatan Mumay şöyle konuştu: “Özellikle kamu alacaklarının tahsilinde yaşanan gecikmeler tedarikçilerimizin finansal ve kurumsal planlarını bozduğu gibi, sektörde tedarikçi-bayi dengesini adeta alt üst etmiştir. Sağlık hizmetinin sunumunda Kamunun egemen alıcı pozisyonda olduğu ülkemizde, kamunun doğal alıcı refleksiyle maliyetlerini ve harcamalarını kontrol altına alma çabası son dönemde gözlemlenmektedir. Kamunun yüksek kalite ve uygun fiyat beklentisini, az önce saydığım yerel faktörler sebebiyle tedarikçiler tarafından karşılanması oldukça zordur. Burada kamu tarafı da üzerine düşen görevleri ve düzenlemeleri yapmalı, sektör üzerindeki tek taraflı baskısını ortadan kaldırmalıdır. Yurt içindeki rekabet ve yarış ortamının sağlıklı işlemesi, dış pazarlarda da rekabet gücünü arttıracaktır. Kamu alacaklarını zamanında alamayarak finansal dengeleri bozulan, sürekli değişen yönetmelikler yüzünden gerekli-gereksiz yatırımlar yapmak zorunda bırakılan özellikle üretici firmalarımızın bırakın dahili rekabeti, küresel rekabete nasıl ayak uyduracağını oturup bir düşünmek gerekir. Tüm bu anlattıklarımdan anlaşılacağı gibi mesleki etik ve rekabet kurallarının uygulanmasında 3 temel unsur bulunmaktadır. Bunlar birey, sistem ve yönetim unsurlarıdır ki bunların hepsine belli sorumluluklar düşmektedir. Birey ne kadar iyi yetişmiş olsa da sistem ve yönetim gerekli kuralları koymamış, denetim mekanizmalarını kurmamış ve yaptırımları uygulamıyorsa orada yozlaşma kaçınılmaz olur. Sonuç itibariyle, Sektör mensuplarının bu değişim sürecinde, kendini yenilemesi, mesleki gelişime açık olması, mesleki etik ve değerlere uygun hareket etmeleri son derece önemlidir. Sektörün geleceğe yönelik planları, hedefleri ve dünya sağlık pazarında gelecekte alacağı rolü bugünden belirlemesi için öncelikle zeminini iyileştirici önlemler alması gerekmektedir.” “Sektörel Rekabet ve Etik (Rekabet Hukuku)” başlıklı bir konuşma yapan Rekabet Kurumu III. Denetim ve Uygulama Dairesi Mesleki Koordinatörü Hakan Suat Ölmez, 4054 sayılı Kanunun amacının mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu güçlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamak olduğunu söyledi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu