Enerji Kaynaklarımız…
Merhaba,
Yaşadığımız dünyada, enerjiye bağımlı durumdayız.
Arabaların, uçakların, cep telefonu, televizyon ve bilgisayarların olmadığı bir yaşam düşünemeyiz.
Yemeğini, çevreden toparladığı dalları yakarak hazırladığı ateş üzerinde veya yakınlardaki bir su kaynağından taşıyarak getirdiği suyla pişirmek kimsenin işine gelmeyecektir.
Bugün kullandığımız enerjinin büyük miktarını fosil yakıtlardan sağlıyoruz. Bir diğer deyişle, yenilenemez enerji kaynaklarından. Çünkü, petrol, doğalgaz, kömür gibi fosil yakıtlar milyonlarca senede oluştukları için teorik anlamda yenilenemez sayılıyorlar.
Türkiye, temel enerji kaynaklarından olan petrolün % 32’sini Irak’tan, % 28’ini İran’dan, % 15’ini Suudi Arabistan’dan ve kalanını diğer petrol üreticisi ülkelerden sağlıyor. Dolayısıyla bu alanda dışa bağımlı durumdayız.
Ajda Pekkan’ın Eurovizyon’da söylediği “ben sana muhtacım petrol” nakaratı hiç gündemimizden düşmedi aslında.
Önümüzdeki yıllarda, fosil yakıtların, yenilenemez enerji kaynaklarının gerek tükenme noktasına yaklaşması ve gerek yanmaları sonucunda çevreye verdiği zararlar yüzünden dünya büyük problemlerle karşı karşıya kalacak.
Ayrıca yakın dönemde dünya üzerinde olan savaşlarla petrol hakimiyeti arasında yakın bağlantılar bulmak mümkün.
Dolayısıyla Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Kaynakları üzerine, güneş, rüzgar ve jeotermal enerji gibi çevreye daha az zarar veren, kaynaklar üzerine kafa yorması ve mesai harcaması gerekmektedir.
Bir gün, bitmez sandığımız ve savurganca kullandığımız enerji kaynakları azalınca, ileriyi görmeyen perspektiflerimize, boşa harcadığımız Ar-Ge bütçelerimize yanacağız ama iş işten geçmiş olacak. Umarım böyle olmaz.
Sağlıcakla kalın…
ORHAN TAŞOVA