Semih KarakoçYazarlarımız

Semih Karakoç (Kuantum ve gelecek)

Kuantum ve gelecek (1)

Yeni nesil bir bilgisayar teknolojisi ufukta beliriyor ve pek çok kişi bunun eninde sonunda insanlığın kullanabileceği bilgi işlem gücünü binlerce hatta muhtemelen milyonlarca kat artıracağını düşünüyor. Bu gerçekleşirse, yeni ilaçları keşfetmek ve test etmek veya iklim değişikliğinin etkisini anlamak gibi birçok hayati görevi yerine getirme hızımızı büyük ölçüde artırabilir. Kuantum bilgisayarlarının, araştırmacıların karmaşık bilgi işlem problemlerini ele alma biçiminde devrim yaratması bekleniyor. Konuya hızlı bir giriş yaptık belki de ama bu teknoloji yakın zamanda inanılmaz bir şekilde hayatımızı etkileyecek yönleri ile ön plana çıkıyor. Gelin biraz daha açıklayıcı bilgiler ile konuyu anlamaya çalışalım….

Kuantum teknolojisi nedir ve geleceğimizi nasıl etkileyecek?

Fizikçilerin kuantum fenomeni hakkında nasıl konuştuklarını okumak bazen kafa karıştırıcı olabilir. Ancak gerçekten anlamak istediğimiz tek şey, kuantum teorisinin günlük yaşamlarımız üzerindeki temel etkileri ve bu alandaki yeniliklerin geleceğimizi nasıl şekillendireceği. Başlangıç olarak kuantum teknolojisinin ne olduğunu kısaca açıklayalım. Kuantum teknolojisi, kuantum mekaniğinin yasalarından yararlanmaya ve bunlardan yararlanmaya dayanır. Kuantum teorisinin yaptığı şey, maddeyi oluşturan atomları ve atom altı parçacıkları yakınlaştırmaktır. Yerçekimine, Newton’un hareket yasalarına ve benzerlerine dayanan klasik fiziğin aksine, kuantum parçacıklarının kendi kuralları vardır. Bu parçacıklar kuantumsal davrandıkları için, bu tür davranışları açıklayan iki temel ilkeden bahsetmemiz gerekir:

  1. Süperpozisyon

Süperpozisyon, bir kuantum sisteminin aynı anda birden fazla durumda olma yeteneğini gösterir. Kulağa biraz çılgınca gelse de, ölçülene kadar birçok durumda olabilen Schrödinger’in kedisine benziyor. Erwin Schrödinger tarafından 1935’te ortaya atılan bu düşünce deneyi bir kuantum süperpozisyon paradoksudur.[1] Schrödinger, bu deneyle Kopenhag yorumundaki kuantum mekaniğinin problemlerini göstermek istemiştir. Bir kedi ölü ya da diri olabileceği rastgele bir duruma bırakılıyor ve karar vermek için gözlemlemeye ihtiyaç duyuluyor. Bu düşünce deneyi, kuantum mekaniğinin teorik yorumunu tartışmaya açtı. Schrödinger’in kedisi deneyinde; bir kedi, küçük bir şişe zehir ve radyoaktif bir kaynakla kapalı bir kutuya bırakılır. Radyoaktif kaynağın bir saat içinde ışıma ihtimali ışımama ihtimaline eşittir. Eğer içerideki sensör radyoaktiflik algılarsa küçük şişeyi kıran mekanizma çalışır, zehir kediyi öldürür.  Kopenhag yorumuna göre bir saatin sonunda kedinin canlılık ve ölülük halleri eşdeğerdir.  Yalnızca kutu açılıp gözlemlendiğinde bu durumlardan biri gerçek olur kaynak(https://tr.wikipedia.org/wiki/)..

  1. Dolaşma

Dolaşma, kuantum teorisi açısından, büyük mesafelerle ayrılmış olmasına rağmen iki atomun güçlü bir şekilde bağlanmasıdır. Bunlardan birinin özelliği değişirse, dolanık olan karşıt(icle) da bir anda değişir. Bu, atomlar evrenin zıt uçlarına yerleştirildiğinde bile olur.

Bu makalenin tüm telif hakları yazar Semih Karakoç’a aittir kesinlikle izin alınarak paylaşınız. Yazının ikinci bölümü Medikal Mart 2023 sayısında…

İlgili Makaleler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu