Yeme bozukluğu olan çoğu kişi çocukken birçok eleştiri ile karşı karşıya kalmıştır. Daha sonra yaşadıkları tetikleyici bir olay yüzünden yeme takıntıları başlar. Çocukken kilolu olan bazı kişiler büyüdüğünde zayıf olmak için yemeyi bırakabilir ya da yediklerini sağlıksız yöntemlerle kusarak müshil gibi bağırsakları hızlandıran ilaçlar kullanarak zayıflamaya çalışabilir.
Yeme bozuklukları dışında çocukların ailelerinden görmedikleri duygusal destek yüzünden büyüdüklerinde duygusal açlık içinde olup gördükleri ufak yardım elini sevgi olarak algılayıp o kişiye körü körüne bağlanabilirler. Okul döneminde arkadaşları ve öğretmenleri tarafından aşağılamaya uğramış çocuk bunları bilinçaltına yerleştirerek psikolojik rahatsızlıklara zemin oluşturabilir.
Annesi babası tarafından terk edilmiş bir çocuk büyüdüğünde insanlara güvensizlik duyar, iletişim sorunları yaşayabilir. Şiddet gören bir birey ailesinden şiddeti ögrenir ve büyüdüğünde şiddete meyilli bir birey olur.
Ailesinden birinin alkol, sigara gibi alışkanlığının olması çocuğu olumsuz yönde etkiler. Ailesi tarafından ihmal edilmiş önemsenmemiş bir çocuk sevgiyi ilgiyi başkalarında arar, o kişi ona kötülük yapmış olsa bile hayatından çıkaramaz.
Bazı sağlık durumları da travmaya neden olabilir, bedensel engelliler okul hayatlarında arkadaşlık kurmakta zorlanırlar, toplumda dışlanırlar. Kaygı bozukluğu, depresyon ve yeme bozukluğuna neden olabilir. Küçükken aldığı yaraları ifade edemediğinden içinde kalır, anne ve babaya da söyleyemez.
Çocuklukta ergenlikte yetişkinlikte önüne geçilmediğinde ciddi problemlere neden olabilir. Doğru tedavi yaklaşımlarıyla bu deneyimler azaltılır. Bu deneyimlerin etkisi azalır, kişiler sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürdürebilirler. Bu yöntemler arasında, psikoterapi, ilaç tedavisi, alternatif tedaviler mevcuttur.
Acces bars seansları kişinin içinde bulunduğu travmaları enerjiyi giderip, bilinçaltından silip, kişiyi olumlu bir hayata götürür. Yüksek frekansa geçirir, yeni olasılıklar getirir. Hipnoz çalışması da o ana giderek sorunlu anı çıkarıp telkinlerle yeniye şifaya yol açar.
Tedavinin amacı travma etkilerini azaltmak, kişinin sağlıklı bir şekilde hayata bakmasına yardımcı olmak ve yaşam kalitesini artırmaktır.
