Ülkemiz sağlık sektörü Rusya Federasyonu’na göre bir kaç basamak daha ileride olmasına rağmen, sektör temsilcilerimizin Rusya Federasyonu ile hemen hiçbir ilişkisi yoktur.
Bilindiği gibi sağlık hizmetini diğer hizmetlerden ayıran en önemli özellik sağlık hizmetlerinin mecburi olmasıdır. Belli bir süre aracınızın bakımını aksatabilirsiniz, evde yemek hazırlayarak dışarıda daha az yemek yiyebilir, sinemaya gitmek yerine televizyon seyretmeyi tercih edebilirsiniz. Ancak sağlığınızla ilgili herhangi bir sorunu ne ertelemeniz ne de sağlık hizmeti almadan kendi başınıza iyileşmeniz mümkün değildir. İşte sağlık hizmetlerini, hizmet sektöründeki diğer hizmetlerden ayıran bu önemli özelliği nedeniyle, sağlık sektörü gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde devlet eliyle, gelişmiş ülkelerde ise daha çok özel sektör tarafından ancak sıkı devlet kontrolüyle gerçekleştirilir. Bu arada bir ülkenin hangi gelişmişlik sınıfına eriştiğinin göstergesinin GSYH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla)’dan kişi başına düşen gelirin yüksek olamasıdır diyebiliriz. Bu ülkelerde her birey yeteri kadar sağlık hizmeti alabilmesinin yanında, zorunlu olmadığı durumlarda da sağlık hizmetlerine başvurmaktadır. Gelişmiş kabul edilen ülkelerde tüm dünya nüfusunun yüzde 15’i yaşamaktadır. Gelişmiş ülkelerde bireylerin sağlık hizmetleri için yılda ortalama 15.000 USD harcadıkları bilinmektedir. Türkiye ile beraber gelişmekte olan ülkeler sınıfında bulunan Rusya’da sağlık sektörü büyük ölçüde devlet temellidir. Ülkemiz sağlık sektöründe Rusya Federasyonu’na göre bir kaç basamak daha ileride olmasına rağmen, sağlık sektörü temsilcilerimizin Rusya Federasyonu ile hemen hiç bir ilişkisi yoktur. Oysa ülkemize olan yakınlığı, 140 milyon nüfusu, sağlık ekipmanları konusunda hiçbir üretiminin olmaması ve sağlık sektörünün gelişmesi için yapılan inanılmaz boyutlardaki devlet teşvikleri Türk sağlık sektörü için büyük bir çekim gücüdür. Ancak görünen o ki, biz bu çekim gücünün farkında değiliz. Sadece başkent Moskova’da her yıl irili ufaklı 18 sağlık sektörü fuarı gerçekleşirken, Rusya Federasyonu’nda toplamda sağlık sektörü fuarlarının sayısı yıllara değişiklik gösterse de 75 olduğunu söyleyebiliriz. Aynı şekilde Rusya Federasyonu Devletinin 2008 yılında beri en büyük teşvik paketini sağlık sektörü için hazırladığını da eklemek isterim. Rusya Federasyonu Devleti 2010 yılı için Sağlık Bakanlığı’na 9 milyar USD bütçe ayırmıştı. İşte bu rakamın yüzde 60’ı Rusya sağlık sektörünün modernizasyonu için harcandı. Yaklaşık 5,5 milyar USD’lık sağlık sektörü modernizasyonundan ülkemiz girişimcileri hiçbir pay almaya gayret göstermediler. Bu parayı başta Almanya, ABD, Japonya ve Güney Kore olmak üzere İtalya, İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika, Çin, Tayvan ve Hindistan’dan Rusya’ya sağlık ekipmanı ihracatı yapan şirketler kazandılar. İşbu bilgiler Rusya Federasyonunda sağlık sektörünün gelişmesine ve modernizasyonuna ne kadar önem verildiğinin göstergesidir. 2011 yılı için Rusya Federasyonu Sağlık Bakanlığı’nın bütçe tahmini 10 milyar USD’ın üzerinde olacağı yönünde. Benim merak ettiğim bari 2011 yılında biz bu bütçeden pay alabilecek miyiz? Neden olmasın? Peki neler yapmalıyız? Öncelikle ihracatta ilgimizi çeken ülkeyi iyi tanımalıyız. Ürettiğimiz ürünler veya hizmetler o ülkede ne kadar rağbette? Piyasada rakiplerimiz kimler? Sözkonu rakipler bu piyasalara nasıl girmişler? Ve rakiplerin pazarlama stratejjleri nedir? Bu soruların cevaplarını aldıktan sonra ihracatımız için seçtiğimiz hedef ülkeninne kadar doğru veya yanlış bir seçim olduğunu belirleyebiliriz. Eğer seçimimizde yanılmamışsak, hedef ülkeye girmenin faklı yolları var. Bunların başında hem şirketimizin kurumsal kimliğini hem de görsel olarak ürünlerimizi tanıtabileceğimiz fuarlar geliyor. Fuarlar oldukça maliyetli olsada bu konuda ülkemizde de teşvikler mevcut. Fuarların dışında önemle tavsiye edebileceğim yöntem Yüz yüze ticaret planformu. Böyle bir çalışmaya başladığınız zaman, danışman şirket sizin için her detayı göz önünde bulundurarak anahtar teslim hizmet vermektedir. Yüz yüze ticaret platformu kapsamında sizin için özel pazar araştırma raporu hazırlanır. Sözkonusu raporda hedef ülke hakkında bilgi, hedef ülkede sektör hakkında bilgiler, hedef pazarda ürünlerinize duyulan ihtiyaç oranı, rakipler hakkında yapılan araştırmaların sonuçları, rakiplerin pazarlama stratejileri, sizin için önerilen en efektif pazarlama stratejisi, ürünlerinizin hedef pazarda satılabilmesi için gereken yasal şartlar ve bu şartların yerine getirilme yöntemleri, potansiyel müşteriler listesi ve en önemlisi sizin için tespit edilmiş müşteriler ve bu müşterilerle sizin adınıza yapılan ön görüşmelerin tutanakları bulunmalıdır. Pazar araştırmanızı yapan şirket sizin için yapacağı ön görüşmelerde şirketinizin kurumsal yapısını, ürünlerinizi ve hedeflerinizi sizin seçilmiş şirketlere iyi anlatmalıdır.
Kafkas Baranseli
E-Marketçi Danışmanlık İş Geliştirme ve Finans Müdürü
