Son dönemlerde özellikle kanser vakalarının çok ciddi artış gösterdiğini hepimiz biliyoruz.
Pek çok kanser türü uzun yıllar tedavi gerektirebiliyor, durum böyle olunca sağlık harcamalarında en yüksek giderlerden birini oluşturuyor. Kanser dışında operasyon gerektiren diğer hastalıklar içinde aynı maliyetler söz konusu tabi ki. Bir kısmımızın sadece devlet güvencesi varken, bir kısmımızın da bireysel ya da çalıştığımız şirketlerin yaptırmış olduğu özel sağlık sigortaları var.
SGK’mız varsa devlet güvencesinde pek çok giderimiz karşılanabiliyor ancak hem zamanında tedavi olabilmek, hem de yetkin kişilerce bu tedaviyi yaptırabilmek kısmında bizim tercihimiz söz konusu olamıyor.Bir hastalığın doktor muayenesinden sonra kesin tanısının konabilmesi için istenen tetkiklerin kısa sürede yapılması çok önemli. Ne yazık ki kamu hastanelerinde bu süreçler çok ciddi uzuyor, sizlere verilen randevu süreleri yoğunluktan dolayı çok geç verilebiliyor. Konumuzun ana başlığı olan kanser hastalığında erken teşhis çok önemliyken bu durumda tanılar gecikiyor. Teşhis konduktan sonra eğer kişiye operasyon, kemoterapi yada radyoterapi gibi tedaviler uygulanacaksa yine randevular anında verilemediği için tedavi süreçleride uzuyor. Hepimiz teşhisi koyan hekimle birebir konuşmak, tedavi planlaması ve sonrası bilgi alabilmek, kafamıza takılan soruları sorabilmek isteriz, ancak kamu hastanelerinde bunu yapmak yine hekimlerin yoğunlukları nedeniyle çok mümkün olamıyor.
Bu noktada hepimizin çok maliyetlidir ben karşılayamam dediğimiz özel sağlık sigortası poliçelerinin aslında hiç de maliyetli olmadığını anlatmak istiyorum. Kanser dışında tedavi giderleri yine çok yüksek olan başka hastalıklarda var. Hepimiz ayakta tedavi giderlerini bir şekilde cebimizden ödeyerek karşılayabiliriz ancak çok ciddi bir hastalık olan kanser ve buna benzer maliyetli hastalıklarda eğer çok varlıklı değilsek giderleri bir yere kadar karşılayabiliriz. Devlet güvencesi ile ilgili durumda ortada.
Sigorta şirketleri sağlık sigortasını her kesimin yaptırabileceği düzeye getirebilmek için pek çok alternatif ürün yaratmaya çalışıyor. Daha önceki yazılarımda bu poliçe çeşitlerinin ayrıntılarını yazmıştım ancak maliyetlerle ilgili bir bilgi paylaşmamıştım. Ayakta-yatarak sağlık poliçeleri olduğu gibi sadece yatarak ya da tamamlayıcı sağlık poliçeleri de bulunmaktadır. Bu poliçelerin ekonomik ürünleri dediğimiz fiyatları daha uygun poliçe çeşitleri de mevcuttur. Hastalıkların yatışlı tedavi maliyetleri göz önüne alındığında yıllık cebimizden çıkacak paralar inanın bu hastalıkların tedavisine ödeyeceğimiz paraların yanında çok düşük kalacaktır. Önemli olan konu ise SGK güvencesinden farklı olarak; istediğimiz özel hastaneden erken randevu alabilmek, istediğimiz hekimi tercih edebilmek, yurt dışında tedavi olabilmek mümkün hale gelmiş oluyor.
Özel sağlık sigortası poliçe maliyetlerine baktığımızda sigorta şirketleri primlendirmeleri kişilerin yaş, cinsiyet ve tercih ettikleri sağlık poliçesi teminatlarına göre yapmaktadır. Ayakta ve yatarak tedavi teminatları içeren poliçelerin yıllık prim tutarları, sadece yatarak tedavi teminatı içeren poliçelere göre daha yüksektir. Eğer bütçemize ayakta tedavi planlı özel sağlık sigortası almamıza yetmiyorsa, yatışlı tedavi içeren aynı zamanda ekonomik planı da olan ürünleri tercih edebiliriz. Sigorta şirketlerinin poliçe primleri aşağı yukarı birbirine yakın olmakla birlikte, poliçelerin teminat yapılarında ve özel şartlarında bazı farklılıkları bulunmaktadır.
Örneğin 31-35 yaş arasındaki bir kişinin sadece yatışlı tedavi teminatı içeren bir poliçe alması durumunda ödeyeceği yıllık prim şirketlere göre 700 TL ile 950 TL arasında değişen fiyatlarda olacaktır. Eğer yatışlı ürünün ekonomik paketini tercih ederseniz bu tutar yıllık 550 TL ile 770 TL arasında değişebiliyor. Bu iki ürün arasındaki farklardan biri ekonomik ürünler yurt dışında geçerli değilken diğeri yurt dışında geçerli oluyor, ekonomik ürün A sınıfı hastanelerin bazılarında geçerli değilken normal yatışlı poliçeler sigorta şirketlerinin anlaşmalı olduğu tüm hastanelerde geçerli olabiliyor. Bu tutarları peşin ödemek zorunda değilsiniz sigorta şirketleri 9 taksite kadar taksit yapabiliyor. Sonuç olarak yılda ortalama 600 -700 TL ödeyerek satın alacağınız özel sağlık sigortanızla başınıza gelebilecek ciddi hastalıklarınızın giderlerinin ödemesini sağlamış olacaksınız. Örnek bir vakayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Sadece yatarak poliçe almış ve 19 yılda toplamda 16.000 TL gibi ortalama bir prim ödemiş ileri yaş sigortalımıza, yaşadığı rahatsızlık nedeniyle 870.000 TL gibi bir tutarı ödeyerek sağlığına kavuşmasını sağlamış bulunuyoruz. Sonuç olarak sağlık hizmeti pahalı olmasına rağmen alacağınız sağlık poliçeleri ile bu maliyetleri minimize ederek yarını düşünmenize gerek kalmadan, kendinizi güvenceye almış bulunuyorsunuz. Burada amacım bir doktor, bir sigorta şirketi yöneticisi ve bir vatandaş olarak her gün karşılaştığımız sağlık harcamaları karşısında çaresiz kalmadan dilediğiniz yerde tedavi olabilecek imkanları yaratmanın çok uzağınızda olmadığınızı hatırlatmaktır.
NADYA GUHER
