Keşfetmek

Merhaba,

Bir seyahat dergisinin sloganı, zamanında öyle meşhur olmuştu ki, yenilik ve ilerleme konusunda adeta günlük mottolarımızdan biri haline gelmişti: “Her zaman keşfetmek için bak.”

Dünyaya açılan gözlerimiz, bilincimizin en önemli bilgi kaynaklarından biri; ancak onu, yerince ve yeterince kullanabiliyor muyuz son zamanlarda?

Son zamanlarda insanların yüzüne bakmayı ve yüzlerde insanı keşfetmeyi ne kadar ihmal ettik, ediyoruz.

İnsana bakmak, onu keşfetmek, neredeyse bir geçmiş zaman ilmi haline gelecek; çünkü artık gözlerimizi insanı ve onunla birlikte yaşamı keşfetmek için açmıyoruz.

Bunun en önemli nedenlerinden biri, belki de birincisi, hayatımıza girmiş olan ‘ekranlar’. Televizyon ekranı aileleri kendi içinde soyutlamışken, evin içindeki insani sıcaklığı azaltmışken; ardından gelen bilgisayar, tablet ve cep telefonu ekranları toplumu paralize ediyor aslında.

Televizyon düş gücünün en önemli engellerinden biriyken, sonradan hayatımıza giren o daha küçük ekranlar, bireysel akıl yürütmelerimizi teslim alıp topluma devretti.

Bir anda, ülkenin bir yerinde gerçekleşen bir olay, bir siyasi gelişme, ya da kentin bir noktasında oluşan bir durum hemen o küçük ekranlardan bireysel yaşamımızın içine düşüveriyor ve o anın, o günün, o haftanın konuşulacak konusu oluyor.

Sosyal olaylarla ilgili konuşma dağarcığımız olağanüstü artıyor böylece, ama bütün bu gürültünün ortasında yaşamı aydınlatacak, bireylerarası iletişim kaybolup gidiyor biz fark etmeden.

Ekranlara insanların yüzlerinden daha çok bakıyoruz, insanlarla konuştuğumuzdan daha fazla konuşuyoruz ekranlarla (içimizden).

Ve insan çekilip gidiyor, bir deniz gibi, kuruyan bir göl gibi… akışı duran bir ırmak gibi… çekilip gidiyor insanın aydınlığı, enerjisi…

İnsan ekonomiden, sağlıktan, siyasetten; hayatın her alanından çekilip gidiyor.

Yaşadığımız yüzyılda korkunç bir bilgi bombardımanı altındayız, tüm ekranlar durmadan bilgi yağdırıyor üstümüze ve bakmayı unutuyoruz, bakarken keşfetmeyi, bakarken düşünmeyi…unutuyoruz.

Oysa hayatın aydınlığı, insanın insanı keşfetmesinde ve birbirinin hayatıyla insan olarak ilgilenmesinde.

O halde o ünlü mottoyu yeniden, belki biraz değiştirerek hatırlamanın zamanıdır: “Başını ekrandan kaldır ve keşfetmek için bak.”

Orhan TAŞOVA