Orhan Taşova

‘icad’ ve ‘buluş’

Batı dünyasının bilişim, sanayi ve teknolojideki öncülüğü ve ilerlemişliğinin arkasında ‘buluş’ ve ‘icad’ kavramına verdiği değer yatmaktadır.
Bir kültür ne kadar tutucuysa ve yeni fikirlere ne kadar ehemmiyet vermiyorsa, o kültürün ‘icad’ ve ‘buluş’ alanında zayıf kalma ihtimali o kadar yüksek olacaktır.
Buluş nedir peki? Teknik anlamıyla ‘buluş’;
Buluş, teknoloji alanında belirli bir sorunun çözümüne ilişkin, teknik özelliği olan fikir ürünüdür. Buluşun tanımı genellikle yapılmaz, ancak belli kriterlere sahip olması gerekir.
Bu kriterler;
yenilik, (başvurudan önce yayınlanmamış veya kamuya açıklanmamış olmak),
bir buluş basamağını içermek “tekniğin bilinen durumunu aşmak” (buluşun ait olduğu teknik alanda uzman bir kişinin bilgisi dahilinde olmaması) ve
sanayiye uygulanabilir olmak (birden çok üretilebilir ya da tekrar edilebilir olmak)

 

Bir buluşun taşımak zorunda olduğu sözkonusu kriterler gösteriyor ki, ‘buluş’ yeniliğin, mevcut teknikleri aşmanın ve sanayi gelişiminin en önemli parçasıdır.

Ancak, Türkiye’de gençlerimizi ‘icad’ ve ‘buluş’ yapma konusunda ne kadar teşvik ediyoruz; ne kadar cesaretlendiriyoruz sorusu, her zaman karşımızda duran bir sorudur.

Bizim kültürümüz maalesef, “icad çıkarma!” gibi, “eski köye yeni adet getirme!” gibi bir takım uyarı sistemlerine sahiptir ve bu geleneksel uyarılar bizler farketmeden zihinsel haritamıza nakşolurlar.
Oysa eski köye yeni adet gelmelidir, yeni icadlar çıkmalıdır ki hayat ilerlesin ve zamanın gereklerine göre gelişimini sürdürsün.
‘Buluş’ ve ‘icad’ kavramının çocuk eğitiminde en önemli dinamiklerden olduğunu düşünüyorum.
Yoksa böyle bir kuşak yetişmeden Ar-Ge departmanlarımız nasıl yeni fikirler üretebilir ki?

Sağlıcakla kalın.

Orhan TAŞOVA

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu