Orhan Taşova

Yaşam hakkı

Merhaba, Yaşam hakkı, sadece insanlar için değil, yaşayan herşey içindir.

Yeni Zelanda geçtiğimiz günlerde Hayvan Hakları İyileştirme Yasası’nda yaptığı değişiklikle hayvanları da insanlar gibi duygusal varlıklar olarak tanımladı. Hayvanların kozmetik ürün deneylerinde kullanılmasının yasaklanmasının hemen ardından yapılan bu yasal düzenleme, insanlık için büyük ilerlemelerden biri aslında. Bu yasal değişiklik,”Hayvanların da acı, stres, mutluluk, huzur, heyecan gibi negatif ve pozitif duyguları barındırdığı, hayatlarını bu şekilde devam ettirdiği açıkça söylenebilir” farkındalığına dayanıyor.

Evet, bu bir farkındalık. Üretim-tüketim, arzu etme-sahip olma denklemlerinden başını çıkarabilmiş bir kısım insanlığın, yeryüzündeki yaşamı paylaştığı diğer canlıları ve onların özelliklerini yeniden farketmeye başlaması. Bu farkediş, ardından değer vermeyi, ardından saygıyı getiriyor.

Biz insanlar, diğerlerinin mutluluğu olmadan mutlu olamayacağımızı ne zaman anlayacağız? Bu ilke, insanlar arası ilişkilerde böyledir, ama diğer canlılarla ilişkilerde de böyledir.

Albert Einstein, ”arılar yeryüzünden kaybolursa insanın 4 yıl ömrü kalır” diyor örneğin. Bir bilimadamı bu durumu, ”Arılar taşıdıkları polenlerle 130 bin farklı bitki türünün üremesini sağlar. Bir kovandaki arılar bir günde 400 kilometrelik bir alanı dolaşarak 1 milyon çiçeğin döllenmesini sağlar. İşte bu sona erdiğinde, yenebilen bitkiler ve meyveler ortadan kalkar. Bitkiyle beslenen hayvanlar ve daha sonra da insanlar ölür” şeklinde açıklıyor.

Her canlının yaşam zincirinde bir yeri var ve yaşam içiçe örgülenmiş bir sistemler sistemi.

Güney Amerika kökenli yazar Luis Sepulveda ”Dünyanın Sonundaki Dünya” romanında insanlığın cinayetlerinden balina avcılığını anlatır. ”Bazen aymazlık insanoğlunun tek özelliğiymiş gibi geliyor bana” der romanın bir yerlerinde ve şöyle devam eder: ”Niçin öldürülüyor bu hayvanlar? Bir avuç zengin ama karaktersiz bunağın tekdüzeleşen gırtlak keyfini çeşnilendirmek için mi? Bir zamanlar balinalar kozmetik sanayi için önemliydi ama bu şimdi geçmişte kaldı. Bir litre balina yağına ödeyeceğiniz parayı yoksul bir ülkede bitkisel yağ üretimine yatırsanız, aynı nitelikte yirmi litre yağ elde edersiniz.”

Evet, Sepulveda’ya katılmamak mümkün değil, ‘aymazlık’ insanoğlunun en önemli özelliği sanki. Paylaşmak, birliği, beraberliği doğurur; bencillik insanları böler, parçalar ve diğerleri (ister diğer insanlar, ister başka canlılar) mutlu olmadan mutlu olunamaz.

Geleceğimizi tüm canlıların ve hemcinslerimizin ortak yaşamı üzerine kurabilmemiz için yaşama ve canlılığa olan ‘farkındalığımızı’ yükseltmemiz gerekiyor.

Sağlıcakla kalın.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu