Makale

Kadınlar zayıftır ama analar kuvvetlidir!

Bebek

Bebeğini kucağına aldığı, onun kokusunu duyduğu anda bir annenin neler hissettiğini, yaşadığı mutluluğu ve gücü anlamak için anne olmak gerekli diyorlar. Bence haklılar…

 

 

 

Ünlü Fransız şair ve yazar Victor Hugo “Kadınlar zayıftır ama analar kuvvetlidir” derken belki de, anne ve babası arasındaki geçimsizlikler nedeniyle genellikle babası ile yaşaması ve annesinden uzak kalmasının etkisindeydi. Victor Hugo’ya katılır mısınız bilmiyorum ama “kadınlar zayıf mıdır” sorusunun yanıtı konusunda pek çok farklı görüş var. Ama “anaların kuvvetli olduğu” konusunda eminim çoğunuz aynı fikirdesinizdir. Gerekçesi ne olursa olsun, ister nesli devam ettirmek, ister topluma yararlı bir birey yetiştirmek, ister bir evliliği kurtarmak, ister bir erkeği sonsuza kadar kendisine bağlamak, “anne olmak” kadını gerçekten güçlü yapıyor. Bebeğini kucağına aldığı, onun kokusunu duyduğu anda bir annenin neler hissettiğini, yaşadığı mutluluğu ve gücü anlamak için anne olmak gerekli diyorlar. Bence haklılar…
Çocuk istemek
Çocuk istemek ve bu deneyimi yaşamak önemli. Kadını bu kadar güçlü yapan anneliğin, gebeliği planlamanın ya da düşünmenin ilk anından itibaren sağlıklı bir şekilde sürmesi hem anne adayı hem de bebek için gerekli. Elbette tüm gebelikler planlı olmayabilir. Ancak günümüzde eğitim seviyesi ile doğru orantılı olarak, çocuk sahibi olmak isteyen anne adaylarının daha bilinçli olduğu ve gebelik öncesinden itibaren kendisini bu konuya hazırlamaya çalıştığı biliniyor. Uzmanlar aslında adayın bu planlamayı önceden yapmasının yararlı ve gerekli olduğunu söylüyorlar, hatta 3-4 ay öncesinden itibaren kadının doktoru ile konuşarak bu süreci başlatmasını öneriyorlar. Ama sanırım bu süreçteki, kadının kalp atışlarını hızlandıran, onu, büyük bir heyecan ve merak ile doktoruna koşturan ilk önemli olay, sizlerin de hemen tahmin edebileceğiniz gibi “Adet Gecikmesi”. Bir kadını hemen dokturuna yönelten bu ilk merak, heyecan, korku ile anne adayı artık doğuma kadar sürekli doktoru ile temasta olmalıdır. Bu süreçte doktorunun önerisi ve yönlendirmesi ile rutin kontrol ve testlerini yaptırması ve sağlığına dikkat etmesi gereklidir. Bu uzun, sabırla ve dikkatle ilerlenmesi gereken yolculukta akla gelen ilk sorulardan birisi, dış gebelik olup olmadığıdır. İsterseniz, sorgulanması gereken diğer bir kaç alana şöyle hızla göz atalım; Kromozom bozukluğu testi çok önemli. Uzmanlar artık her yaştaki anne adaylarının bebekte bir kromozom bozukluğu (en sık rastlanan Down Sendromu) olup olmadığını test ettirmeleri gerektiğini vurguluyorlar.
Gebelikte beslenme
Bebeğin vücudunda herhangi bir fiziksel kusur olup olmadığına da yine ultrason taramaları ile bakmak gerekli. Şeker yükleme testi doktorların yine tüm gebelere önerdiği bir başka test. Amaç sadece gebelikte ortaya çıkabilen Gestasyonel diyabet’in olup olmadığını anlamak. Tabii anne adayının sağlık geçmişine ve karnesine bakarak diğer başka kontrollerin de yapılması gerekebiliyor. Daha önce problemli bir gebelik yaşamış, ölü doğum yapmış, şeker, tiroid gibi hastalığı olan ya da kırk yaşın üzerinde gebe kalan anne adayının özel takip sürecinden geçmesi gerekiyor. Gebelikte beslenme de çok önemli. Uzmanlar, vücut su tutma eğiliminde olduğu için tuz tüketimini kontrol altında tutmak gerektiğini söylüyorlar. Gebelik ilerledikçe fazla kilo almamak için şekerden, aşırı tatlı yiyeceklerden ve ağır yemeklerden kaçınılmasını öneriyorlar. Günümüzde spor bile moda haline gelebiliyor. Siz de her zaman pilates ya da yoga yapar mısınız bilmiyorum, ama daha önce hiç pilates ya da yoga yapmamış bir kişinin gebe kalınca aniden yoga yapmaya başlamasını uzmanlar doğru bulmuyorlar. Tabii uzun zamandır yoga yapan bir kişinin uzmanı ile birlikte belli bir döneme kadar yoga ya da pilates yapması mümkün. Ancak en ideal ve klasik spor olarak yürüyüş ve yüzme öneriliyor.
Yaşanabilecek sıkıntılar
Bulantı ve kusma, kanama, uykuya eğilim, ya da aksine uykusuzluk, konsantrasyon zorluğu, karın ve kasık ağrıları, bacaklarda kramplar, idrar yolu problemleri, diş çürümesi, mide yanması, depresyon, kilo alma, yüksek tansiyon, hemoroid, varis şikayeti, şaç dökülmesi, ciltte yağlanma, sivilce, karın çatlakları gibi sıralanabilecek sorunlar ortaya çıkabiliyor. Sakın bunlar gözünüzü korkutmasın ve gebe kalma isteğinizi ya da planlarınızı etkilemesin. Aklınıza gelebilecek bu risklerde konunun uzmanları size bilgi verecek ve gebeliğinize yönelik size ışık tutacaktır. Yapılan araştırmalara göre modern dünyanın sık rastlanan problemi depresyon, gebelikte daha sık rastlanabiliyor. Yapılan araştırmalara göre gebelerin yüzde 15’inde depresyona rastlanıyor.
Yalnız değilsiniz
Depresyonun çok farklı nedenleri var; Şişmanlıktan, çok zayıf olmaya, aile içi problemlerden, hamileliğe hazır olmamaya ya da eğitim düzeyinin düşüklüğüne kadar geniş bir yelpazede yer alabiliyor. Aslında pek çok kurumda ve hastanede verilen doğuma hazırlık kursları anne adayına yalnız olmadığını hissettiriyor. Bu kurslar, bir yandan gebelik ve doğum yöntemleri konusunda bilgilendirirken, bir yandan da adayların, aile içindeki yeni annelik rollerine de hazırlanmasına yardımcı oluyor. Eşi ile birlikte bu eğitimlere katılan adaylar hem bilgileniyor hem de endişelerini azaltabiliyor, bebeğe nasıl bakabilecekleri konusunda önceden tecrübe kazanıyorlar. Anne adayı, vücudundaki değişiminden gelen olası endişelerle, ya da doğumdan sonra gelebilen hüzün ile nasıl başa çıkabileceğini de öğreniyor. Ancak uzmanlar, adayın depresyon yaşanmasının erken doğuma neden olabileceğini, bu yüzden de gebenin doktora başvurmasının gerekli olduğunu vurguluyorlar. Adayın kullandıkları ilaçlar, sağlık durumu, beslenme alışkanlıkları, varsa sigara kullanımı gibi konuları gündeme alarak plan yapılması çok yararlı.
Önce kariyer sonra çocuk
Siz de “önce kariyer sonra çocuk” diyenlerden misiniz? Biliyorsunuz değil mi, sizin gibi düşünenlerin sayısı hızla artıyor. Doktorlar bu konuya hassasiyetle yaklaşıyor ve yapılması gerekenleri özenle sıralıyorlar. 35-40 ve üzerinde iseniz artan riskleri (en sık rastlanan düşük riski gibi) öğrenmenizi, düzenli kontrollerinizi ve testlerinizi yaptırmanızı, yani her adımınızı doktorunuza danışmanızı öneriyorum. Tüm anne olmak isteyenlere ve anne adaylarına, sorunsuz bir gebelik geçirmenizi ve bebeğinizi kucağınıza almanın mutluluğunu yaşamanızı diliyorum.

Oya MUTLU
Echomar Sağlık Grubu
Kurumsal Pazarlama Müdürü

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu