Genel

Rahmi İdadide Okurken Rıza Efendi Artık ENİKONU Zengindir

İnsan hayatında çok nadir olarak bir canlıya veya bir esere isim verme ayrıcalığına sahip olur. Arabasına, cep telefonuna isim koyan çatlaklardan bahsetmiyorum elbette. (Onlar zaten yukarıdan ayrıcalıklı) Tabi ki bunların içinde en güzeli ve en özeli sizden gelen bir canlıya isim vermenizdir. Aylarca isim sözlüklerine bakılır, eş dost isimleri gözden geçirilir, şöhretlerin çocuklarına koydukları isimler bazen inceden bir kıskançlıkla takip edilir. Sonunda kafada bir ampul yanar, içinizde bir şeyler kamaşır ve o ismin doğru tamamlayıcı olduğu kanaatine varırsınız. Bu isim koyma ritüelinin genellikle her tür şey için böyle olduğunu zannederdim. Çocuğunuz, kediniz ya da dergideki köşeniz için. Kül rengi kedime şarap kadehlerine olan zaafından ötürü KeşKül ismini koyarken bile, bu ismin ona “cuk” oturacağına dair içimde oluşan hisse güvenmiştim. Oysa şu anda okuduğunuz satırların işgal ettiği köşe için o his henüz oluşmadı, oluşamadı. Yine de sevgili Yusuf Kürkçüoğlu beni bu kararsızlığımdan vazgeçirip, söylediğim alternatifler içinde “EniKonu” ismini bu köşeye uygun gördü. Öncelikle kendisine köşemin isim babası olduğu için teşekkür ederim. Zira iş bana kalsaydı köşenin ismi; ManikDepresif olabilirdi.

Enikonu isminin alternatiflerin arasında olmasının benim açımdan çok önemli iki nedeni var. Bir kere enikonu denilince aklıma hep zarif bir kelime geliyor. Türk Dil Kurumu sözlüğünde Tarık Buğra’nın kitabından “Rahmi idadide okurken Rıza efendi artık enikonu zengindir.” cümlesi ile verilen örnekte bile bu zarafeti hissedebilirsiniz. İkinci olarak da; çocukluğumdan beri yanlış telaffuz ettiğim ya da başka kelimelerle karıştırıp ortaya füzyon anlamsızlıklar çıkarttığım kelimeler vardır. Bunlardan biri de enikonu. Enikonu yerine kelimeyi nedense hep “enine boyuna” ile karıştırıp eniboyu dediğim için ve ne kadar uğraşırsam uğraşayım doğrusunu söylemeyi beceremediğim için ve ayda bir kere de olsa kelimenin doğrusunu yazılı olarak bir köşede hem de kendi köşemde göreceğim için bu ismin alternatifler arasında olmasına karar verdim.

Aslında diğer seçenekleri de burada yazmak istiyorum. Sırf enikonu eğlenelim diye. ManikDepresif’i söylemiştim zaten. Yalnız, burada depresif kısmını sadece manikin yanına yakıştığı için koyduğumu belirteyim. Aynı rakı-balık gibi… Diğer alternatifler; Dört Köşe, Kendi Bombamı Kendi Köşemde Atarım (Bunu defterime seçenek olarak yazmama rağmen, dergi ile paylaşmadım), Adres, Bero’nun Kahvesi, Çay ve Sempati….diye liste uzayıp gidiyor. Sanırım Yusuf Bey’in isabetli bir karar verdiğinden artık hepimiz eminiz.

Kameranın Şakası

Kamera şakalarına oldum olası gülerim. İnsanların kendilerine yapılan şakadan bihaber karşılarındaki adamın saçma sapan isteklerine veya davranışlarına o ciddi tavırları ile cevap verirken, gizli kameraya yansıyan şapşal halleri beni müthiş eğlendirir. Benim için önemli olan şakanın kendisi değil, başkahramanın yüzünde oluşan ifadedir. İnsan başına gelmeye görsün… Benim başıma gelenin ardından yüzümde oluşan ifade, garanti ediyorum ki bir kamera şakası yapılsaydı ve o anda fotoğrafım çekilseydi; bu kadar şapşal çıkamazdı. Evimizde çok sevdiğimiz, güvendiğimiz bir yardımcımız var. Ayduş diyoruz biz ona… Birkaç yıldır bizimle birlikte olmanın verdiği rahatlıkla da ara sıra hata yapabiliyor. Üst üste tekrarlayan bir hatanın ardından eşim bir gün eve gizli kamera takacağım valla artık diye söylendi Ayduş’un arkasından. Bunu duyan Ayduş, ertesi sabah bendenizi kenara çeker ve aynen şu soruyu sorar:
“Kamera takıldığı zaman bana haber verir misin?”
İlahi Ayduş!:)

Beril Erem
beril.erem@gmail.com

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu