Dünyada 9,6 milyon tüberküloz hastası ve bunların 1 milyonu çocuk

turk-toraks-dernegi
Türk Toraks Derneği, Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan araştırmayı paylaşarak, 2014 yılında tüm dünyada 9,6 milyon yeni tüberküloz (verem) hastasının ortaya çıktığı, bunların 1 milyonunun çocuk olduğunu bildirdi.

 

Dünya Sağlık Örgütü, 2014 yılında tüm dünyada 9,6 milyon yeni tüberküloz (verem) hastasının ortaya çıktığını, bunların 1 milyonunun çocuk olduğunu bildirmiştir. Tüberküloz hastalarının dünya genelinde dağılımına bakıldığında az gelişmiş fakir ülkelerde ve HIV infeksiyonunun yaygın olduğu bölgelerde daha sık olduğu görülmektedir. Yine 2014 yılında, 140 bini çocuk olmak üzere dünyada 1,5 milyon insan tüberküloz nedeni ile ölmüştür.

Ülkemizde en yüksek verem hasta sayısı İstanbul’da bulunuyor

Türk Toraks Derneği Tüberküloz Çalışma Grubu konuyla ilgili açıklamada bulundu; “Doğru ilaçlar ve düzenli tedaviyle tamamen iyileştirilebilen bir hastalık, neden dünya genelinde en çok öldüren ilk 10 hastalık arasında yer almaktadır? Sorun tüberküloz tanı ve tedavisinde değil, etkin tanı ve tedaviyi başarabilecek organizasyonun sağlanamamasındadır. Sağlık politikalarında tüberküloza yeterli önemin verilmeyişi, yoksulluk, göçler, dirençli tüberküloz, HIV salgını tüberküloz kontrolünü zorlaştıran en önemli faktörlerdir. Ülkemizdeki duruma bakacak olursak; Türkiye Halk Sağlığı Kurumu verilerine göre 2014 yılında yeni tanı konulan hasta sayısı 13.378 ve olgu hızı yüz bin nüfusta 18’dir. Bundan on yıl öncesi olan 2005 yılındaki olgu hızı yüz bin nüfusta 26’dır ve bu rakamlar ülkemizde hasta sayısının giderek azaldığını göstermektedir. Olgu saptama ve tedavi başarı oranı ülkemizde %90’nın üzerindedir. 2013 yılında 228 Çok İlaca Dirençli tüberküloz hastası ve 32 HIV(+) tüberküloz hastası bildirilmiştir. Ülkemizde en yüksek hasta sayısı İstanbul’dadır, 2013 yılında tanı konulan 13.409 hastanın 4.124’ü İstanbul’da yaşamaktadır.”

“Tüberküloz; Mycobacterium tuberculosis’in neden olduğu insandan insana hava yoluyla bulaşan, öncelikle akciğerlerde olmak üzere tüm organlarda görülebilen bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın nedeni olan tüberküloz mikrobu 1882 yılında keşfedilmiş ve ilk tüberküloz ilacı 1944 yılında geliştirilmiştir. Bulaştırıcı verem hastası öksürürken, hapşırırken çok sayıda mikrobu dış ortama saçar. İnsanların toplu olarak yaşadığı, iyi havalanmayan, güneş ışığı almayan ortamlarda hastalık daha kolay yayılır. En önemli risk grubu hasta ile aynı ortamda yaşayanlardır. Erken tanı ve tedavi hem hasta hem etrafındaki kişiler için önemlidir. Tedaviye başladıktan sonra hastalık hızla iyileşir, 1-2 gün içinde mikrop sayısı azalır ve 15-20 gün sonra bulaştırıcılık ortadan kalkar. Bu nedenle bulaştırıcı hastalara hızlı tanı konulması ve tedavi başlanması toplumu korumak açısından çok önemlidir. Günümüzde tüberküloz ilaç tedavisi ile tamamen iyileşebilen bir hastalıktır, ancak çok sayıda ilacın en az 6 ay süreyle düzenli olarak içilmesi gerekir. Hasta yeterli sayıda ilaç almazsa ve ilaçlarını düzenli içmezse iyileşemez, bulaştırıcılık devam eder, bir süre sonra mikroplar ilaçlara karşı direnç geliştirir ve hastalık tedavisi zor bir şekle dönüşür. Dirençli tüberküloz tedavisi zor bir hastalıktır; bu hastalar çok daha fazla sayıda, ciddi yan etkileri olan ilaçları 18-24 ay içmek zorundadır. Tedavi başarı oranları düşük, ölüm oranı yüksektir. Hastanın ilaçlarını düzenli içmesini sağlamanın yolu, dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi ülkemizde de uygulanan Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT)’dir. DGT’de sağlık çalışanı veya belirlenen bir sorumlu kişi hastanın ilaçlarını içtiğini gözlemler ve kayıt altına alır. Tüberküloz hastasının tanı ve tedavisiyle ilgili tetkikler hem verem savaşı dispanserlerinde hem de hastanelerde ücretsiz yapılmaktadır, ilaçları ücretsiz olarak verilmektedir.”

Ülkemizde tüberküloz kontrolünde bazı sorunlar yaşandığı da unutulmamalıdır:

  • ♣ Tüberküloz kontrolünde önemli sorumluluğu üstlenmiş kurumlar olan Verem Savaşı Dispanserindeki sağlık personeli sayılarının giderek azalması, deneyimli personellerin görev yerlerinin değiştirilmesi, kalıcılıklarının sağlanamaması dispanser çalışmalarını olumsuz yönde etkilemektedir. Verem Savaşı Dispanserlerinde çalışmak özendirilmeli ve bu kurumlar desteklenmelidir.
  • ♣ Hastalarımızın tedavi uyumlarının arttırılması için gerekli önlemler alınmalıdır. DGT kalitesi iyileştirilmelidir. Hasta ve hasta yakınları ekonomik, sosyal ve psikolojik açıdan desteklenmelidir. Ülkemizde tüberküloz hastalarının hastane ulaşımlarını, günlük yaşamlarını sürdürebilmek için gereken ihtiyaçlarının sağlanması konusunda eksiklikler vardır. Bu konuda gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı ve sorumlu kurumlar belirlenmelidir.
  • ♣ Türkiye Halk Sağlığı Kurumu verilerine göre 2011 yılı yabancı ülke doğumlu tüberküloz hasta sayısı 202’dir. Ancak son yıllarda artan göçlerle birlikte bu sayının da arttığı gözlenmektedir. Kötü yaşam koşulları göçmenler arasında tüberkülozun artmasında rol oynamaktadır. Acilen göçmenlerde tüberküloz kontrolü konusunda çalışmalar yapılmalı ve bu konuya özel bir önem verilmelidir.
  • ♣ Tedaviye başlanan, düzenli ilaç içen hastanın bulaştırıcılığı kaybolur ve toplum için risk oluşturmaz. Bu hastaların damgalanması ve toplumdan dışlanması engellenmeli ve bu konuda toplumu bilinçlendirmeye yönelik eğitim çalışmaları yapılmalıdır.

Göğüs hastalıkları uzmanlık derneği olarak Türk Toraks Derneği, verem savaşında çalışan hekimlere ve Sağlık Bakanlığı’na eğitim, araştırma ve bilimsel anlamda destek olurken, halkımıza doğru ve güncel bilgiyi ulaştırmak için de çalışmaya devam edecektir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu