Hüseyin Güngör Aytan

Başarı, İnanmak, Satışa dair…

Tüm başarmış olan bireyleri incelediğimizde, onların önce bir hedef belirlediklerini ve sonra eyleme geçtiklerini görebiliriz.

Nedir başarı? Başarı, düşündüğün ve arzuladığın hedefe ulaşmaktır. Her şey bir işi başarmak isteği ile başlar. İstektir bizleri, seçilen ve beklenilen hedefe ulaştıran… Tüm başarmış olan bireyleri incelediğimizde, onların önce bir hedef belirlediklerini ve sonra eyleme geçtiklerini görebiliriz. Engellerle karşılaştıklarında, devam etmek ve vazgeçmek arasında tereddüte düştüklerini ama vazgeçmeyip ısrar ile yola devam etme gayretlerini, kararlılıklarını görürüz. Belki yığınla hatalar ile devam etme gayreti… Hata yapmak başarının olmazsa olmazıdır. Kaçınılması gereken şey, aynı hatayı tekrarlamaktır. Burada bir nüans… Elbette, karar vermek – istemek, arzu etmek değildir. Ve ancak sabırlı olunduğu ölçüde hedefe ve elbette başarıya ulaşabilmek mümkün olacaktır… Tüm başarısızlar aslında sabretmeyi bilmeyenlerdir. 
Düşünmek… İstemek… Hedef koymak… Eylem… Kararlı olmak… Sabretmek… Başarmak… 7 basamaklı bir merdivendir önümüzdeki ve en aşağıdan atılmalıdır adımlar, her bir basamakta, bir sonraki basamak hatırlanmalıdır… Hepimize sabır dolu adımlamalar…

İnanmak…

İnsanoğlu inandığı değerlerle yaşar ve önemsediği ölçüde onları yaşatır. Burada inanmışlığın ve inanılana verilen değerin önemi çok büyüktür. Ne ile yaşıyorsak onu yaşatırız… Değerlerimizle varız, değer verdiklerimizle yaşarız. Hâsılı bütün olasılıkları ve israf kelimelerini aşağıdaki kıssa gereksiz kılacaktır. 

Bir gün New-York´ta bir grup iş arkadaşı, yemek molasında dışarıya çıkarlar…

Grup’un içinden bir tanesi aslen Kızılderilidir. Yolda insan kalabalığı, siren sesleri, iş makinelerinin gürültüsü ve korna sesleri arasında ilerlerken, aniden bizim Kızılderili durur ve cırcır böceği sesini duydunuz mu der ve böcek aranmaya başlar… Arkadaşları ise bu kadar gürültünün arasında bu sesi duyamayacağını, kendisinin öyle zannettiğini söyleyip yollarına devam eder. Aralarından bir tanesi inanmasa da, onunla kalır aramaya devam eder. 
Kızılderili, yolun karşı tarafına doğru yürür, arkadaşı da onu takip eder. Binaların arasındaki bir tutam yeşilliğin içinde gerçekten bir cırcır böceği bulurlar.
Arkadaşı, Kızılderili’ye: “Senin insanüstü güçlerin var. Bu sesi nasıl duyabildin?” diye sorar. 
Kızılderili ise; bu sesi duymak için insanüstü güçlere gerek olmadığını söyler ve arkadaşına kendisini takip etmesini söyler. Kaldırıma geçerler ve Kızılderili cebinden çıkardığı bozuk parayı kaldırımda yuvarlar.
Birçok insan, bozuk para sesini duyunca sesin geldiği tarafa bakarak, onun ceplerinden düşüp düşmediğini kontrol eder. Kızılderili, arkadaşına dönerek: “Önemli olan, nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğindir. Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin.”

Satışa dair

– Satış ahlakının bir numaralı ilkesi şudur: Alıcıya yarar sağlamayan bir satış, satıcıya zarar getirir.
– Satış danışmanı olarak, müşterinizi inandırmak zorundasınız. Bunu başarabilmek için teklif ettiğiniz ürünün değerine, temsil ettiğiniz firmanın üstünlüğüne ve kendi yeteneğinize, öncelikle sizin inanmanız gerekir.
-Acele hareket yalnızca sinek yakalamaya yarar.
-Daima doğru söyleyin ki, söylediklerinizi hatırlamak zorunda kalmayın. T.L.Osborn
-Sadece kâr için yönetmek, skor tablosuna bakarak tenis oynamaya benzer. Ichak Adizes 
-Ancak aptallar ve ölüler düşüncelerini hiç değiştirmezler. J.R.Cowell

Hüseyin Güngör Aytan
huseyingungor@medikalplus.com

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu