Fazla tuzu azaltmak 4 kişiden birinin hayatını kurtarabilir

Sabri Ülker Vakfı, aşırı tuz tüketimine dikkat çekmek üzere Dünya Böbrek Günü’nde, “Fazla Tuzu Azalt, Ömrünü Uzat” başlığı ile düzenlenen farkındalık kampanyasını duyurdu.

Tuza Dikkat Haftası 2018 etkinlikleri kapsamında düzenlenen toplantıda Türkiye ve Dünya’daki tuz tüketimine ilişkin verilerin yanı sıra tuz ve sağlık ilişkisi, hipertansiyon farkındalığı gibi konularda önemli bilgiler paylaşıldı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve diğer referans kurumlar günlük toplam tuz tüketiminin, 5-6 grama denk gelen 1 çay kaşığı tuz ile sınırlandırılmasını önerirken, Türkiye’de tuz tüketimi bu önerinin tam üç katı!

Tuzun bileşiminde bulunan sodyum, yaşam için olmazsa olmaz bir mineraldir.  Sodyum kan basıncı, asit baz dengesi, sinir sistemi ve kas dokusunun çalışmasında çok önemli görevler üstleniyor. Ancak günümüzde aşırı tuz tüketimi ve dolayısıyla yüksek sodyum alımı, kalp, beyin ve böbrek hastalıkları başta olmak üzere birçok sağlık sorununa yol açabilen, önemli bir toplum sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkıyor.

Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin 2008 yılında gerçekleştirdiği SALTURK-1 çalışması Türkiye’de yetişkinlerin günlük tuz tüketiminin 18 gram olduğunu, 2012 yılında tekrarlanan SALTURK-2 çalışması ise günlük tüketimin bir miktar azalarak 15 grama düştüğünü gösterdi. Ancak bu rakam günde toplam 5 -6 gram olarak belirtilen tuz önerisinin yine de tam üç katı.

Topluma dengeli beslenme, sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırma, topluma bu konulardaki en doğru bilgiyi aktarma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Sabri Ülker Vakfı, Türkiye’deki aşırı tuz tüketimine dikkat çekmek ve farkındalığı artırmak için “Fazla Tuzu Azalt, Ömrünü Uzat” kampanyasını, Tuz Haftası 2018 kapsamında hayata geçiriyor.

Farkındalık kampanyasının duyurusu için 8 Mart’ta İstanbul’da,   Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Altun,    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yunus Erdem ve Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ülver Derici,   Sabri Ülker Vakfı Bilim Kurulu Üyesi ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. H. Tanju Besler ve Sabri Ülker Vakfı Genel Müdürü Begüm Mutuş’un katılımıyla bir basın toplantısı düzenlendi. Dünya Kadınlar Günü’ne de denk düşen toplantıda, özellikle kadınlarda tuz tüketimi oranları, hipertansiyon farkındalığı ve kontrolü konularına da dikkat çekildi.

Günlük toplam tuz tüketimi, 5-6 grama denk gelen 1 çay kaşığı tuz ile sınırlandırılmalı

Fazla tuz tüketiminin toplum sağlığının geleceği için önemli bir tehdit oluşturduğuna dikkat çeken Sabri Ülker Vakfı Genel Müdürü Begüm Mutuş, “Günlük tuz tüketimi İngiltere’de 9, ABD’de 10, Japonya’da 12, Çin’de 13 gram iken bu rakam Türkiye’de 15 gram. Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı ve önemli diğer referans kurumlar günlük toplam tuz alımının, 5-6 grama denk gelen 1 çay kaşığı tuzla sınırlandırılması gerektiğini öneriyor. Aşırı tuz tüketiminin ve beraberinde yol açtığı sağlık sorunlarının önlenmesinde ilk adım, farkındalık oluşturularak beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzının değiştirilmesinden geçiyor. Bu bağlamda “Fazla Tuzu Azalt, Ömrünü Uzat” projesiyle Vakfımız önemli bir görev üstleniyor. Bugün başlattığımız “Fazla Tuzu Azalt, Ömrünü Uzat” farkındalık kampanyasıyla açık hava mecraları, sosyal medya ve internet yoluyla, kamuoyu nezdinde farkındalığın artması için çalışmalar gerçekleştireceğiz” dedi.

Günlük tuz alımının önemli bir kısmını tencereye eklenen tuz oluşturuyor

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Yunus Erdem, Türkiye’deki tuz tüketim oranlarını ortaya koyan SALTURK-2 araştırmasının sonuçlarını paylaştı. Araştırmaya göre, 15 gram olan günlük tuz alımının yüzde 56’sından yiyecek ve içeceklerden alınan yemek tuzu sorumlu. Yemek tuzunun dörtte üçünü, tencereye eklenen tuz oluşturuyor. Kalan dörtte birlik kısmını ise; zeytin, peynir, turşu, salça, çeşitli soslar, tuzlu baharat karışımları ve besinlerle doğal olarak alınan tuz oluşturuyor. Günlük tuz tüketimimiz yemek tuzundan sonra yüzde 32 ile geleneksel ekmek tuzu, yüzde 13 ile sofra tuzu takip ediyor.

Fazla tuz tüketimini azaltmak her 4 kişiden 1’inin hayatını kurtarabilir

Tuz tüketiminin sağlıklı yaşamda yerine değinen Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Altun “Aşırı tuz tüketiminin önlenmesi, yüksek kan basıncı ve buna bağlı ortaya çıkabilen kalp, beyin ve böbrek ile ilişkili kronik hastalıkların azalmasında önemli rol oynayabilir. Aşırı tuz tüketimi kan basıncından bağımsız olarak toksik etki göstererek mide kanseri,  kemik erimesi ve diğer kalp sağlığı sorunları riskini de artırabilir” dedi.

Kadınların tuz tüketimi hakkında farkındalığının artırılması toplum sağlığı açısından önemli rol oynuyor

Toplantıda konuşan Doğu Akdeniz Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. H. Tanju Besler, şunları söyledi: “Birçok yeme ve beslenme davranışı çocukluk çağında kazanıldığı gibi, tuz tüketim alışkanlıkları kazanılabilir. Bilinçli anneler sayesinde çocukluk çağında doğru tuz tüketim alışkanlıkları kazanılabilir ve ileri yaşlarda da sürdürülebilir. Kadınlar doğru yeme ve beslenme davranışlarının aileye ve çocuklara kazandırılmasında önemli rol üstleniyor. Ancak özellikle gebelik ve menopoz dönemindeki kadınlar aşırı tuz tüketiminin kendileri için de riskli olduğunun farkına varmalı. Kadınlar menopoz ve menopoz sonrası dönemde,  kemik erimesi açısından risk altındadır. Aşırı tuz tüketimi, vücuttan kalsiyum atımını artırarak, kemik erimesinin ilerlemesinde rol oynayabilir. Dolayısıyla kadınların tuz tüketimi hakkında farkındalığının artırılması toplum sağlığı açısından önemli rol oynuyor.”

Hipertansiyonla mücadelede kontrol kadınlarda

Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ülver Derici ise hipertansiyon farkındalığı ve kontroükonusunda kadınların önemine dikkat çeken bilgiler verdi. Sağlık Bakanlığı verilerine göre her üç ölümden birinin nedeninin hipertansiyon olduğunu belirten Derici, “Türkiye’de hipertansiyon görülme sıklığının kadınlarda yüzde 32.3, erkeklerde ise yüzde 28.4. Hipertansiyon görülme sıklığı kadınlarda erkeklere göre daha yüksek. Ancak bu konudaki farkındalık da kadınlarda erkeklerden yüksektir. Erkeklerin yüzde 41’i, kadınların ise yüzde 67’si hipertansiyon farkındalığına sahiptir. Toplumun genelinde, hipertansiyonu olan bireylerin yüzde 45.3’ü ise bu durumun farkında değil” dedi Kadınların, aşırı tuz tüketiminin neden olabileceği sağlık sorunları hakkında farkındalık geliştirmesi, evde hazırlanan yiyecek ve içeceklerin tuz içeriğinin azaltılmasında önemli katkı verebilir, ailenin tuz tüketim alışkanlıklarını da olumlu katkı verebilir.

Türk gıda sektörünün duayeni Sabri Ülker anısına kurulmuş olan ve misyonunu Sabri Ülker’in hayat felsefesinden derleyen Sabri Ülker Vakfı, toplumu beslenme ve sağlık alanlarında bilimsel ve güvenilir bilgi ile aydınlatmak üzere faaliyetlerini sürdürüyor. Avrupa Beslenme Vakıfları İletişim Platformu’nun Türkiye’den tek üyesi olan Vakıf, 2009 yılından bu yana topluma sağlıklı yaşam ve beslenme konularında güvenilir bilimsel bilgiyi ulaştırmakta ve dünya genelinde referans kabul edilen kurumlar ile işbirliği içinde Türkiye’nin referans kurumu olma hedefiyle yoluna devam ediyor.

Aşırı tuz tüketimi toplum sağlığını tehdit edebilir

Aşırı tuz tüketiminin önlenmesi, yüksek kan basıncı ve buna bağlı ortaya çıkabilen kalp, beyin ve böbrek ile ilişkili kronik hastalık yükününün ve dolayısıyla sağlık harcamalarının da azaltılmasında önemli rol oynayabilir. Aşırı tuz tüketimi kan basıncından bağımsız olarak toksik etki göstererek mide kanseri,  kemik erimesi ve diğer kalp sağlığı sorunları riskini de arttırabilir.

Türkiye’de tuz tüketimi önerilerin 3 katı

Günlük tuz tüketimi İngiltere’de 9 gram, ABD’de 10 gram, Japonya’da 12 gr, Çin’de 13 gram olarak belirtilmiştir. Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin 2008 yılında gerçekleştirdiği SALTURK-1 çalışması Türkiye’de yetişkinlerin günlük tuz tüketiminin 18 gram olduğunu, 2012 yılında tekrarlanan SALTURK-2 çalışması ise günlük tüketimin 15 gram düştüğünü göstermiştir.  Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması-2010 sonuçlarına göre ise Türkiye’de yetişkinlerin, sofra tuzu haricinde yalnızca besinlerde aldığı sodyum miktarı ortalama 2178 mg kadardır.  T.C Sağlık Bakanlığı’nın, 2011’den günümüze sürdürdüğü “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı” ile T.C Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın gıdalardaki tuz oranlarını azaltmaya yönelik yaptığı düzenlemelerin önemi büyüktür ancak ülkemizdeki günlük toplam 15 gram tüketim, günde toplam 5 -6 gram olarak belirtilen tuz önerisinin 3 katıdır.

Türkiye’de her 3 ölümden 1’inin nedeni hipertansiyon

Türk Hipertansiyon Prevalans Çalışması (PatenT2) 2012 verilerine göre Türkiye’de hipertansiyon görülme sıklığı yüzde 30.3’tür. Hipertansiyon sıklığı cinsiyete göre incelendiğinde ise kadınlarda yüzde 32.3, erkeklerden ise yüzde 28.4 olduğu görülmektedir. Hipertansiyon görülme sıklığı coğrafik bölgelere göre değerlendirildiğinde, ilk sırada Karadeniz bölgesi yer almakta, Batı ve Kuzeydoğu Anadolu, Batı ve Doğu Marmara, Orta Anadolu, Ege, Akdeniz, İstanbul, Ortadoğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri sırasıyla takip etmektedir. Her yıl 100 bin kişi hayatını kaybetmektedir. T.C Sağlık Bakanlığı verilerine göre her 3 ölümden 1’inin nedeni (Yüzde 31.7) hipertansiyondur. Hipertansiyonun her 1 yaşam kaybındaki katkısı ise yüzde 53’tür. Yüksek kan basıncı ise ülkemizde ölüm ve hastalık yükünün en önemli nedeni olan kalp, beyin ve böbrek hastalıklarının önde gelen risk etmenidir. Kan basıncının düzenlenmesinde, sodyum alımı ile doğrudan ilişkili olan tuz tüketimi konusundaki farkındalığın önemi büyüktür. Dolayısıyla aşırı tuz tüketimi ile doğrudan ilişkili olan hipertansiyon aynı zamanda en önemli önlenebilir ölüm nedenlerinden biridir. Aşırı tuz tüketiminin %25, yaklaşık 1 çay kaşığı kadar azaltılması her 4 kişiden 1’inin hayatını kurtarmaya yardımcı olabilir.

Türkiye’de hipertansiyonu olan 2 kişiden 1’i hastalığının farkında değil

PatenT2 verilerine göre Türkiye’de her 10 yetişkinden 3’ünde hipertansiyon görülmektedir.  Yaş ile birlikte görülme sıklığı da artmakta ve 50 yaş üstü her 2 kişiden 1’inde hipertansiyon görülmektedir. Hipertansiyon görülme sıklığı kadınlarda erkeklere göre yüksektir ancak farkındalık kadınlarda erkeklerden yüksektir. Erkeklerin yüzde 41’i, kadınların ise yüzde 67’si hipertansiyon farkındalığına sahiptir. Toplumun genelinde, hipertansiyonu olan bireylerin yüzde 45.3’ü ise bu durumun farkında değildir.

Aşırı tuz tüketiminin nedenleri

SALTURK-2 çalışmasına göre, günlük tuz alımının yüzde 56’sından yemek tuzu sorumludur. Yemek tuzunun da dörtte üçünü, tencereye eklenen tuz oluşturmaktadır. Günlük tuz tüketimimizi, yüzde 32 ile ekmek tuzu, ardından yüzde 13 ile sofra tuzu takip etmektedir. Gün içinde tüketilen ve tuz içeriği yüksek zeytin, peynir, turşu, salça, çeşitli soslar, tuzlu baharat karışımları da günlük tuz alımına önemli ölçüde katkı verir.

Aşırı tuz tüketimini azaltmak için neler yapılabilir?

Aşırı tuz tüketiminin ve beraberinde yol açtığı sağlık sorunlarının önlenmesinde ilk adım, farkındalığın oluşturulması ve beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzının değiştirilmesidir. T.C Sağlık Bakanlığı, 2011’den günümüze sürdürdüğü “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı”  ve her yıl Mart ayında Tuza Dikkat Haftası etkinlikleri ile toplumu aşırı tuz tüketiminin sağlık üzerine olumsuz etkilerine konusunda bilgilendirmekte ve farkındalık oluşturmaktadır.  T.C Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ise ekmek, pastırma, kırmızı pul biber, salça ve pürelerin tuz içeriğini azaltmaya yönelik düzenlemeler yapmış ve Ağustos 2013 itibariyle tuz ambalajlarında, “Tuzu Azaltın, Sağlığınızı Koruyun” ifadesini zorunlu hale getirmiştir.

Aşırı tuz tüketiminin azaltılması konusunda bireysel sorumluluklarımız nelerdir?

  • Tuzluğu masadan kaldırın.
  • Tadına bakmadan yemeklere tuz eklemeyin.
  • Tencereye eklediğiniz tuzu azaltın.
  • Az tuzlu ve lezzetli yemekler için doğal baharatlardan faydalanın.
  • Her gün sebze meyve tüketin, potasyum alımınızı destekleyin, tuz tüketimini azaltın.
  • Fazla tuz tüketmekten kaçının ve aktif yaşayın.

Hipertansiyonla mücadelede kontrol kadınlarda

Türkiye’nin toplumsal yapısı değerlendirildiğinde, yemekleri genellikle kadınlar hazırlamaktadır. Kadınların, aşırı tuz tüketiminin neden olabileceği sağlık sorunları hakkında farkındalık geliştirmesi, evde hazırlanan yiyecek ve içeceklerin tuz içeriğinin azaltılmasında önemli katkı verebilir.  SALTURK-2 çalışmasına göre, günlük tuz alımının %56’sından yemek tuzu sorumludur. Yemek tuzunun da dörtte üçünü, tencereye eklenen tuz oluşturmaktadır. SALTURK-2 çalışmasının sonuçları değerlendirildiğinde, tencereden eksilen 5 gram yani yaklaşık 1 çay kaşığı kadar tuz ile 4 kişiden 1’inin hayatı kurtulabilir.  Birçok yeme ve beslenme davranışında olduğu gibi, tuz tüketim alışkanlıkları da çocukluk çağında kazanılabilir. Bilinçli anneler sayesinde çocukluk çağında doğru tuz tüketim alışkanlıkları kazanılabilir ve ileri yaşlarda da sürdürülebilir. Kadınlar doğru yeme ve beslenme davranışlarının aileye ve çocuklara kazandırılmasında önemli rol üstlenebilirler ancak buna ek olarak özellikle gebelik ve menopoz dönemindeki kadınlar aşırı tuz tüketiminin kendileri için de riskli olduğunun farkında olmalıdır. Kadınlar menopoz ve menopoz sonrası dönemde,  kemik erimesi açısından risk altındadır. Aşırı tuz tüketimi, vücuttan kalsiyum atımını arttırarak, kemik erimesinin ilerlemesinde rol oynayabilir. Dolayısıyla kadınların tuz tüketimi hakkında farkındalığının arttırılması, hem kadın, hem çocuk, hem de toplum sağlığı açısından oldukça önemli rol oynayabilir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu